Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Son Yazım

1919’dan 1923’e Adım Adım Cumhuriyet

En son yayınlar

Günün Portresi Uluğ Bey

  Günün Portresi Uluğ Bey Bilim adamı, yazar, devlet adamı   27 Ekim 1449 tarihinde  Timur İmparatorluğu'nun 4. Sultanı, matematikçi ve gök bilimci Uluğ Bey vefat etmişti.  Vefatının 475. yılında Türk Tarihinin en parlak isimlerinden Uluğ Beyi anlatmaya çalıştım. 22 Mart 1394 Günü Azerbaycan’ın Sultâniye şehrinde doğan Uluğ Bey’in babası Timur’un küçük oğlu Şâhruh, annesi Gevher Şad’dır. 1394-1405 yılları arasında sarayda geleneksel dinî ilimler, ardından mantık, matematik ve astronomi tahsili gördü. 1404’te Timur tarafından Muhammed Sultan’ın kızı Öge Begüm ile evlendirildi. Henüz on altı yaşında iken, babası ona Semerkant merkezli Mâverâünnehir bölgesinin yönetimini verdi. Otuz sekiz yıl bu geniş coğrafyanın emîri olarak yönetimini sürdürdü. Ancak vaktinin çoğunu bilimsel faaliyetlere adadığı için devlet işlerini babasına bağlı şekilde ve onun yardımıyla yürütüyordu. Uluğ Bey döneminde Semerkant bilim, sanat ve edebiyatın merkezi haline geldi. Şâhruh’un 1...

Günün Olayı: Atatürk’ün Kurdurduğu Türkiye Komünist partisi

  Günün Olayı Atatürk’ün Kurdurduğu Türkiye Komünist partisi Mustafa Kemal Paşa bağımsızlık savaşında Sovyet Rusya’ya karşı izlediği politikada tavrını siyasal ilişkilere “evet”, Bolşevizme “hayır” temeli üzerine oturtmuştu. Anadolu’da Bolşevik bir devrim yapılması özleminde olan kişilerin TBMM Hükümeti’ne karşı olduklarını bilen Mustafa Kemal, ülkenin içinde bulunduğu koşulları göz önünde bulundurarak açıktan açığa “komünizm ve Bolşevizme” tavır almanın uygun olmadığını düşünmüştür. Ne olduğu bilinmeyen bu akıma karşı uygun önlem alınmadığı takdirde ise, ulusal bütünlüğün parçalanmasından endişe duyduğu için bu gidişatı önleyebilmek ve ayrıca sağlanmış olan ulusal bütünlüğü sürdürebilmek için sosyalist hareketleri denetim altına almaya karar verir ve Türkiye Komünist Fırkası adı altında bir partinin kurulmasına izin verir. Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa’ya verdiği gizli emirde, gizli komünist örgütlenmelerinin durdurulması için gerekli çalışmaların yapılmasını ister Must...

ZİYA GÖKALP'İN ARAMIZDAN AYRILIŞININ 100. YILI

  25.Ekim.1924; Atatürk'ün "Fikirlerimin Babası" diye tanımladığı, Türkçülüğün ideologlarından, Büyük Türk Milliyetçisi, fikir adamı Diyarbakır Milletvekili Ziya Gökalp'i kaybettiğimiz gün... Aradan 100 yıl geçmiş... Ziya Gökalp'in "Türkçü" bir dergi olan "Küçük Mecmua"yı çıkardığı Diyarbakır'da artık Kürtçe yayın yapan gazeteler dergiler yayımlanıyor... Müze'ye dönüştürülen evi PKK'lı bir güruh tarafından saldırıya uğruyor... Ziya Gökalp'in dayısı Pirinççizade Arif Efendi'nin oturduğu Diyarbakır Belediye Başkanlığı koltuğunda Ziya Göaklp’in fikirlerine düşman birisi oturuyor.   Ziya Gökalp'in etle tırnak olarak gördüğü Türk ile Kürt birbirine düşman olma noktasına getirilmiş. Türk Milliyetçisiyim diyenler bile Ziya Gökalp'in görüşlerinden bihaber... "Türkçülüğün Esasları"nı okumamış,hatta adını duymamış üniversite mezunları (?) sarmış her yeri.. Devletin zirvesindekiler Türkçülüğe savaş açm...

23 Ekim Günün Olayı Posta Nezaretinin Kuruluşu

Posta Nezaretinin Kuruluşu   İnsanoğlu tarih boyunca haberleşme ihtiyacını gidermek için duman, ışık, davul, boru, ayna gibi araçlardan yararlanmış. Yazının daha sonra da kâğıdın bulunması uzun yıllar yazılı haberleşmeyi ve haberleşmenin temel unsuru haline getirmiştir. Selçuklu’da ve Osmanlı’da devletin haberleşme görevini Posta Tatarları üstlenmişlerdir. Posta Nezareti kurulana kadar haberleşme örgütü yalnızca devlet hizmetleri için işletilmiş, özel haberleşme bir ihtiyaç olarak görülmemiştir. Osmanlı Devleti’nde Avrupa’da yerleşen usule uygun posta teşkilatının oluşturulma konusundaki ilk teşebbüs, II. Mahmut’un 1832 tarihli bir Hatt-ı Hümayûn ile bu konudaki taleplerini Sadrazam Reşit Mehmet Paşa’ya bildirmesidir. Kasım 1839’da Gülhane’de okunan Hatt-ı Hümayun, devlet örgütünü düzenleme çabalarının yeni bir döneme girmesinin başlangıcı oldu. 1839’da posta idaresinin kurulması çalışmalarını yürütmek için bir komisyon kuruldu. Postacılık konusunda Avrupa’da uygulanan ...

22 Ekim Günün Olayı: Amasya Protokolleri

  Günün Olayı Amasya Protokolleri   Vahdettin Damat Ferit Paşa’nın yerine 2 Ekim 1919’da hükümeti kurma görevini Ali Rıza Paşa’ya verdi. Ali Rıza Paşa kabinesi diğer hükümete nazaran Milli Mücadele’ye karşı sıcak ve olumlu yaklaşıyordu.   M. Kemal Paşa ile İstanbul Hükümeti arasında 3 Ekim'den itibaren başlayan yazışmalarda M. Kemal İstanbul Hükümeti'nin, Erzurum ve Sivas Kongreleri kararlarına bağlı olmasını, Meclis toplanana kadar hükümetin önemli kararlar almamasını, Barış Konferansı'na Temsil Heyeti'nin güvenini kazanmış kimselerin gönderilmesini, Hükümet'in yayımlayacağı bildirilerin kendisi tarafından görülmesini, atama işlemlerinin Temsil Heyeti'nce uygun bulunması, Genelkurmay Başkanlığı'na Cevat yada Fevzi Paşa'nın getirilmesini istiyordu. İstanbul Hükümeti, bu isteklerin bazılarını olumlu karşılamakla beraber, Temsil Heyeti'nin kendileriyle işbirliği yapmasını, İttihatçılıkla ilişkileri olmadıklarını, seçimlerin serbest yapılacağını v...

21 Ekim Günün Portresi: Agah Efendi

  Günün Portresi Agah Efendi 1832’de Yozgat’ta doğan Çapanzade Agâh Efendi, yedi yıl tıp öğrenimi gördü, ama Mekteb-i Tıbbiye’yi bitiremeden ayrıldı. Fransızca çevirmeni olarak Babıâli Tercüme Odası’nda çalışmaya başladı. 1852-54 arasında, Paris Elçisi Rıfat Paşa’nın sekreterliğini üstlendi. Yurda dönüşünde Şinasi ile tanıştı ve   21 Ekim 1860 Tarihinde “Tercüman-ı Ahval” gazetesini birlikte yayımlamaya başladılar. Altı ay sonra Şinasi’nin ayrılması üzerine gazeteyi tek başına çıkarmayı sürdürdü. Tercüman-ı Ahval bir haber gazetesi olmakla kalmayıp, ülkenin o dönemdeki birçok ekonomik ve toplumsal sorununu tartışmaya açtı. Halkın kolay anlayacağı bir dil kullanılmasına özen gösteren gazete eğitime de önem verdi. Eğitimdeki bozuklukları eleştirdi, çağdaş eğitim anlayışını savundu. Bu anlayışa uygun yayınları nedeniyle bir süre kapatıldı. Agâh Efendi’nin başyazarlığını yaptığı Tercüman-ı Ahval Türk basın tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Agâh Efendi, Tercüman-ı A...