Günün Olayı
Atatürk’ün Kurdurduğu Türkiye Komünist partisi
Mustafa Kemal Paşa bağımsızlık savaşında Sovyet Rusya’ya
karşı izlediği politikada tavrını siyasal ilişkilere “evet”, Bolşevizme “hayır”
temeli üzerine oturtmuştu. Anadolu’da Bolşevik bir devrim yapılması özleminde
olan kişilerin TBMM Hükümeti’ne karşı olduklarını bilen Mustafa Kemal, ülkenin
içinde bulunduğu koşulları göz önünde bulundurarak açıktan açığa “komünizm ve
Bolşevizme” tavır almanın uygun olmadığını düşünmüştür. Ne olduğu bilinmeyen bu
akıma karşı uygun önlem alınmadığı takdirde ise, ulusal bütünlüğün
parçalanmasından endişe duyduğu için bu gidişatı önleyebilmek ve ayrıca
sağlanmış olan ulusal bütünlüğü sürdürebilmek için sosyalist hareketleri
denetim altına almaya karar verir ve Türkiye Komünist Fırkası adı altında bir
partinin kurulmasına izin verir. Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa’ya verdiği
gizli emirde, gizli komünist örgütlenmelerinin durdurulması için gerekli
çalışmaların yapılmasını ister
Mustafa Kemal Paşa’nın kuruluş talimatını verdiği Türkiye
Komünist Partisi'nin kuruluşunu
belirleyen İçişleri Bakanlığı’nın 18 Ekim 1920 tarihli resmi belgesi, Mustafa
Kemal Paşa başkanlığındaki Hükûmet tarafından da onaylandı. Bu partinin
kurulmasıyla ülkede komünizm faaliyetlerini yürüten başka partilerin kurulması
önlendi, kurulmuş olanlar da yeni parti içinde eritildi.
26 Ekim i 920 tarihinde Batı Cephesi Komutanlığı’na
gönderdiği telgrafta Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat
(Cebesoy) Paşa'nın da Türkiye Komünist Partisi'nin Askerlik İşleri Şubesine üye
kabul edildiğini belirterek, partinin resmen kurulduğunu önceden kurulmuş olan
gizli Yeşilordu' örgütünün de partiye geçmiş olduğunu, artık Bolşevizm,
Komünizm düşünceleri ve ilkeleri üzerinde hiçbir demek ve kişinin yetki belgesi
olmadan çalışmasının uygun görülmediğini vurguladı.
Bundan beş gün sonra (3 i Ekim 1920) yine Ali Fuat Paşa'ya
gönderdiği telgrafta komünizmin Rusya'da bile uygulanabilirliğinin kesin olarak
anlaşılamadığını, buna rağmen içeriden ve dışarıdan değişik amaçlarla bu akımın
ülkemize girdiğini, buna karşı önlem alınmadığında ulusun ihtiyaç duyduğu
birlik ve beraberliğin bozulacağını, en uygun çözümün Hükümetin bilgisi altında
bilinçli kişilerin katılımı ile Türkiye Komünist Partisi'nin kurulması olduğunu
ifade etti.
Mustafa Kemal Paşa'ya göre, bu yapıldığında bu düşünceye
bağlı bütün akımları bilinen bir bileşkeye getirmek mümkün olacaktır.
Parti genel
sekreterliğine eski Bakan Hakkı Behiç[i]
Bey getirildi. Kurucuları arasında Yeşil Ordu’dan geçen Yunus Nadi, Eyüp Sabri,
Süreyya Yiğit, Kılıç Ali, Çerkez Reşit gibi isimler yanında Atatürk’ün
güvendiği Mustafa Kemal’in talimatı ile partide yer alan Mahmud Celâl (Bayar),
Mahmud Esad (Bozkurt) ve Tevfik Rüştü (Aras),Refik (Koraltan), gibi önemli
devlet adamları da vardı.
“Komünist Fırkası”, Komünist Enternasyonal’e (Komintern)
üyelik için başvurdu ise de kabul
edilmedi.
Ama parti birkaç ay sonra yine Mustafa Kemal’in talimatı ile
kendi kendini feshetti...
Bu konuda şu hususu belirtmek bir hakşinaslık olacaktır: Partinin
kurucularından sosyalizme gerçekten inanmış tek kişi vardır. Partinin Genel
Sekreteri Hakkı Behiç Bey…
Hakkı Behiç Bey, Rauf Orbay’a 1927 yılında yazdığı mektupta
şöyle demektedir;
“İtikadım, imanım değişmemiştir. Bence Türkiye davası
muvakkattir benim gayem İslam âleminde bir inkılap davasıdır. Bu davayı
yürütemedim, çünkü kimseye anlatamadım.(...) Fakat ben er geç bunun tahakkukunu
şüphesiz görüyorum. Er geç bir Sosyalist İslam cumhuriyeti tezahür edecek ve
eşya vahdetine amil olacaktır.”
1921 yılına gelindiğinde Bolşevizm sanki Anadolu’ya hiç
uğramamış gibidir. Bu tarihten önce Milli Mücadele yanlısı bütün gazete ve
mecmualarda muhakkak Bolşevizmden bahsedilirken, hatta Bazı gazeteler
kendilerini Bolşevik olarak tanımlarken, 1921 yılından sonra Bolşevizm duyulmaz
olmuştur. Atatürk bir tehlikenin daha
önünü kesmiştir.
[i] Hakkı
Behiç Bayiç (1886-1943): 1886 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. 1919'da
Anadolu'ya geçti ve Denizli temsilcisi olarak Sivas Kongresi'ne katıldı. Son
Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na ve 1920'de TBMM'ye Denizli milletvekili olarak
girdi. I. İcra Vekilleri Heyeti'nde önce Maliye Vekilliği (25 Nisan 1920),
sonra da Dâhiliye Vekilliği'ne (17 Temmuz 1920) seçildi. Sol eğilimli olduğu
bilindiğinden hakkında kısa sürede sekiz sözlü soru ve dört gensoru önergesi
verilmesi üzerine, 7 Eylül 1920'de görevinden ayrıldı. Aynı yıl Yeşil Ordu'nun
dağıtılmasından sonra, 18 Ekim 1920'de Atatürk'ün kurdurduğu Türkiye Komünist
Fırkası'nın genel sekreterliğine getirildi. Partinin yayın organı Yeni Gün
gazetesinin de başyazarlığını yaptı. Türkiye Komünist Fırkası kuruluşunun
üçüncü ayında dağıldı. Hakkı Behiç de 1923'e kadar sürdürdüğü milletvekilliği
görevinden sonra siyasetten çekildi ve emekli hayatı yaşadı. 12 Ekim 1943'de
Ankara'da öldü.
Yorumlar
Yorum Gönder