Günün Portresi
Sultan
IV. Murat, I. Ahmet’in oğlu olarak 1612
senesinde Kösem Sultan’dan dünyaya gelmiştir.
Henüz
2 yaşında iken babası vefat eden Şehzade Murat, Topkapı Sarayı’nın Enderun
bölümünde ve özel hocalardan ders alarak yetiştirilmeye başlandı. Özellikle
Arapça ve Farsça dilleriyle, okçuluk ve harp biliminde kendini geliştirdi.
Fakat onun büyüme ve çocukluk dönemi, Osmanlı tahtında kısa süreli meydana gelen
padişah değişikliklerine sahne oldu. Bilhassa ağabeyi Genç Osman’ın tahttan
indirilerek şehit edilmesi, kendisini derinden sarstı.
Daha
sonra amcası Sultan I. Mustafa’nın devleti gerektiği gibi idare etmeye aklî
iktidarı olmadığı gerekçesiyle devlet adamlarının ortak kararıyla tahttan
indirilmesi nedeniyle henüz 12 yaşında iken 10 Eylül 1623’te tahttın sahibi
oldu. IV. Murat’ın çocuk yaşta tahta
çıkmasında annesi Kösem Sultan’ın vezir ve ulema üzerindeki kuvvet ve nüfuzu
etkili olmuştur.
Sultan
IV. Murat’ın yaşı küçük olduğu için devlet yönetimini, annesi Kösem Sultan,
naibe sıfatıyla üstlendi. Kösem Sultan ve vezirlerin de yardımıyla devleti
yönetilirken Sultan IV. Murat gelişmeleri izliyor, devletin işleyişini anlamaya
çalışıyordu. Devlet doğuda Safeviler denizlerde Venedik ile sorunlar yaşıyordu.
Erzurum
Beylerbeyi Abaza Mehmet Paşa Sultan II. Osman’ın öldürülmesinden sorumlu
tuttuğu Yeniçerileri etkili olduğu her yerde Yeniçerileri katletmeye
başlamıştı. Yeniçerileri hedef alan saldırıları Ankara’ya kadar ulaşmıştı.
Vezir-i Azam Hüsrev Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri, kendisini mağlup
edip İstanbul’a getirdiler. Sultan Murat’ın huzuruna çıkartılan Abaza Paşa;
“Sultan Osman’ın kan davasını güttüğünü ve suçlulardan intikam almak için
mücadele ettiğini” belirtince, ağabeyi konusunda üzüntülü ve hassas olan Sultan
Murat, Abaza Paşa’yı bağışlayarak Bosna Beylerbeyi tayin etti.
Saltanatının
ilk 8 yıllık süreci böyle devam etti. Gerek ağabeyi Sultan Osman’ın
katledilmesi döneminde gerekse kendi saltanatı döneminde yaşadığı hadiseler,
Sultan Murat’ı erken yaşta olgunlaştırmış ve yaşına göre daha olgun hareket
etmesine neden olmuştu.
Çzellikle
Kapıkullarının ve Yeniçerilerin neden olduğu otoritesizlik ve devlet içinde
devlet gibi davranan yapıları, Sultan IV. Murat’ın bir padişah olup devleti
eski ihtişamlı günlerine kavuşturmayı hedefliyor, atası Yavuz Sultan Selim’i,
kendisine örnek alıyordu.
1632
yılı şubat ayında, Sipahiler istemedikleri Hafız Ahmet Paşa Vezir-i Azam olunca
sarayı basmaları ve padişahı ayak divanına çağırmaları Sultan Murat’a aradığı
fırsatı verdi. İsyancılar Hafız Ahmet Paşa’yı şehit etmekle kalmadılar,
padişaha güvenmediklerini ve şehzadeleri canlı olarak görmek istediklerini
söyleyerek onların hayatlarının garanti edilmesini talep ettiler. Ayrıca
Şeyhülislam Yahya Efendi ile Defterdar Mustafa Çelebi, Yeniçeri Ağası Hasan
Halife ve padişahın nedimi Musa Çelebi’nin öldürülmesini istediler. İsyanı
perde arkasından yöneten Topal Recep Paşa, onların isteğiyle Vezir-i Azâm
yapıldı. Zorbaların taleplerini karşılamaya mecbur kalan Sultan Murat, bir
padişahın ayak divanına çağrılmasından ve askerlerin hadsiz isteklerinden çok
büyük rahatsızlık duymuştu. Bu kapsamda ilk olarak Yeniçeri ve Sipahilerin
desteklediği Hüsrev Paşa’yı ve Topal Recep Paşa’yı da idam ettiren
padişah, tüm askerî birliklerin
temsilcilerini saraya çağırarak hepsinden biat alan padişah, kendisine bağlı
askerleri görevlendirerek Yeniçeri ve Sipahi zorbalarını yakalattı ve idam
ettirdi. Bu arada Annesi Kösem Sultan’ın tüm yetkilerini alarak Eskisaray’a
yollamıştı.
Kardeşleri
Bayezid’i Revan Seferi’ne çıkarken diğer kardeşi Şehzade Kasım’ı ise Bağdat
Seferi’ne çıkarken idam ettirdi. Fakat kendisinin o tarihte erkek çocuğu
olmadığı için küçük kardeşi Şehzade İbrahim’i hanedanın başka erkek ferdi
kalmayacağı düşüncesiyle öldürtmedi.
Başta
saray olmak üzere İstanbul’u tam anlamıyla kontrolüne alan ve asayişsizliği
gideren Sultan Murat, Osmanlı Devleti’nin kuzey hudutlarını taciz eden
Lehistan’a karşı sefer hazırlıkları yaptıysa da, bu durumdan çekinen Lehistan
barış istedi.
Daha
sonra Osmanlı’nın yönetim zafiyetinden yararlanarak bazı toprakları işgal eden
Safevîlere karşı sefere çıktı. Sultan III. Mehmet’in 1596’daki Eğri Seferi’nden
39 yıl sonra sefere çıkan ilk Osmanlı padişahı olan IV. Murat 1635 yılında
gerçekleştirdiği ve bizzat katıldığı harekâtla Revan ve çevresini yeniden
Osmanlı topraklarına kattı. Daha sonra
Hoy ve Tebriz’i de yeniden fethetti.
1638’deki
Bağdat Seferi ile Safevî’lerce işgal
edilen Musul ve çevresini kontrol altına alan IV. Murat, komutasındaki Osmanlı
Ordusu, Bağdat’ı 14 sene sonra yeniden fethetti. Sultan IV. Murat, Musul’a ve
kuzeyindeki Telafer bölgesine Türkmenleri yerleştirmişti. Bu zafer sonrası
barış isteyen Safevîler ile 1639 yılında Kasr-ı Şirin antlaşmasını imzalamıştır
ki İran ile hâlâ o anlaşma ile çizilen sınırlar geçerlidir.
Sultan
IV. Murat’ın gerçekleştirdiği iki seferle olumlu sonuçlar almasında en büyük
etken askerî birliklerde disiplini
sağlaması idi. Sultan Murat sayıları 80.000’e ulaşan yeniçeriler
arasındaki askerlikle ilgisi olmayan
veya zorbalık yapanları temizledi. Revan
ve Bağdat’ı fetheden Osmanlı Ordusunda disiplin altına alınmış yaklaşık 35.000 Yeniçeri
askerî bulunuyordu.
Sultan
IV. Murat İstanbul’a döndükten sonra yönünü bir kez daha batıya çevirdi.
Osmanlı sahillerine akınlar yapan Venediklilerle (İtalya) ilk olarak ticari
ilişkiler kesildi ve Divân’da sefer kararı çıktı. Bununla birlikte Osmanlı
donanmasından çekinen ve ticari imtiyazlarının kaybolması nedeniyle ekonomik
sıkıntıya girecek olan Venedik barış istedi. Bunun üzerine Sultan Murat,
Venedik’in Avlonya sahillerine verdiği zarar nedeniyle tazminat ödenmesini şart
koşarak Venedik seferinden vazgeçti.
Sultan
Murat, askerî, ekonomik ve adli alanlarda reformlar gerçekleştirdi. Bozulmaya
başlayan tımar sistemini düzeltmek için tedbirler aldı. Adalet sistemini
düzeltmeye çalıştı, yaygınlaşan rüşveti önlemek için çok sert cezalar uyguladı.
Koçi Bey’ tarafından sunulan risalelerinde eleştirilen hususların giderilmesi için
çalıştı. Tebdîl-i kıyafete verdiği emirlerin yapılıp yapılmadığını kontrol
etti. Halka karşı yapılan zulüm ve haksızlıkları önlemek için çok çalıştı.
Meşhur
tarihçi İbrahim Peçevî, “Dünyada onun
isteğine karşı çıkabilecek kimse kalmadı. Belki birinin ektiğinden başka bir
kimse bir dane bile alamadı.” diyerek Sultan Murat’ın suç işlenmeyen bir düzen
sağladığını ifade etti.
Döneminde
yaşayan Kâtip Çelebi, Evliya Çelebi,
Hazerfan Ahmet Çelebi, Lagari Hasan Çelebi, Koçi Bey, Şair Nef’i, Şeyhülislam
Yahya Efendi ve Aziz Mahmut Hüdayi gibi din, ilim ve sanat adamlarını korudu,
kolladı
Gut
hastalığına yakalanan IV. Murat, Bağdat Seferi’nden beri devam eden ağrılarının
artması ve tedaviye cevap vermemesi nedeniyle 8 Şubat 1640’da henüz 28 yaşında
iken vefat etti. Naaşı babasının Sultan Ahmet meydanındaki türbesine
defnedildi.
Geçmişle
ilgili olarak “keşke” demenin bir anlamı yoktur. Ama insan 28 yaşında hayatını
kaybeden bu yiğit padişah için “Keşke Kanuni veya II. Abdülhamit kadar başta
kalabilseydi” demeden duramıyor.
8 Şubatta Meydana
Gelen Olaylar
1265
- İlhanlılar Devleti'nin kurucusu Hulagu Han vefat etti.
1640-
4. Murat Öldü.
1664-
Yeni Cami İbadete Açıldı
1919-
Dünkü İngiliz gösterilerine karşılık olarak, Fransızların Doğu Orduları
Başkomutanı d'Esperey İstanbul'a ikinci defa girdi. Fransız İşgal Kuvvetleri
Kumandanı unvanıyla gelen d'Esperey ilk olarak 23 Kasım'da gelmiş ve karşılama
törenini yeterince parlak bulmamıştı. Bu defa, Rum ve Ermeni azınlıkların
gösterileri, 2 1 parça top atışı, mızıka sesleri arasında Sirkeci'den
Beyoğlu'na kadar beyaz bir at üzerinde görkemli bir yürüyüş yaptı. Rum ve
Ermeni okulları da karşılamaya çıkarıldı. d'Esperey Dolmabahçe Sarayı'nda
oturacağını söyledi.
1919
- İngiliz Dışişleri Bakanlığı, İstanbul Yüksek Komiseri'ne soruyor: Samsun'daki
Türklerin silahlanmasını önlemek için gemi, subay yollayarak tedbir alabilir
misiniz?
1920
- Dışişleri Bakanlığı, Harbiye Bakanlığı'ndan, Karadeniz Bölgesi'ne Rusya'dan
yapılan Rum göçünün durdurulmasını istedi
1921
- Antep düştü... Milli Kuvvetler Komutanı Özdemir Bey'le birlikte 150
savaşçının mutasarrıf vekili ve bazı memurların gece şehirden çıkmayı
başarmasından sonra telaşa kapılan halk, Şıh Camii'nde toplanarak teslim olmaya
karar verdi.
1922-
TBMM Bakanlar Kurulu, Fevzi Paşa'nın cepheye gitmesi nedeniyle Bakanlar Kurulu
Başkanlığı'na Şer'iye Bakanı Mustafa Fehmi Efendi'nin bakmasını kararlaştırdı
1930
- Akşam gazetesinin düzenlediği bayrak koşusu yarışı, Galatasaray, Beşiktaş,
Robert Kolej, Fenerbahçe ve İstanbulspor'un katılımıyla yapıldı. Yarışı, 26
dakika ile en erken dönüşü gerçekleştiren Robert Kolej kazandı.
1935
- Türkiye Büyük Millet Meclisi 5. dönem seçimleri yapıldı. Türk kadını ilk kez
seçme ve seçilme hakkını kullandı. Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) iktidarı devam
ediyor. 17 kadın milletvekili ilk defa Meclise girdi. Ara seçimlerde bu sayı
18'e ulaştı. Bu dönemde kadın milletvekillerinin meclisteki 395 milletvekiline
oranı yüzde 4,5.
1937
- Orman Kanunu kabul edildi.
1951
- Atatürk'ün manevi kızı ve Türkiye'nin ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen,
pilot olarak Kore Savaşı'na katılmak için başvuruda bulundu. Sabiha Gökçen'in
bu girişimi, Batı basınında geniş bir biçimde yer aldı. Ancak Gökçen'in bu
isteği Amerikan Ordusunda kadın pilot bulunmaması nedeniyle gerçekleşemedi.
1956
- Gazetelerin sayfa sayısı sınırlandı; piyango ve ikramiyeler yasaklandı.
1956
- Dolandırıcılar kralı Sülün Osman, Bursa'da yakalandı.
1958
- Bobby Fischer henüz 15 yaşında ve Dünya satranç şampiyonu oldu.
1962
- Türkiye Cumhuriyeti Turizm Bankası çalışmalarına başladı.
1969
- TRT, köye yönelik televizyon yayınlarının izlenmesi için Ankara'nın 4 köyüne
televizyon izleme merkezi kurdu.
1973
- Eski Millî Birlik Komitesi üyesi emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu ve 31
arkadaşının yargılanmasına başlandı. Cemal Madanoğlu ve arkadaşları, Millet
Meclisi'ni feshederek Anayasa'nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye
teşebbüsle suçlanıyorlardı.
1974
- Amerikan uzay istasyonu Skylab, uzayda 84 gün geçirdikten sonra dünyaya
döndü.
1974
- Yukarı Volta'da askeri darbe.
1976
- Innsbruck'ta yapılan Kış Olimpiyatları, TRT televizyonundan naklen verildi.
1976
- İngiltere, Strasbourg'da kendini savunmak durumunda kaldı. İngiltere
hakkında, IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) sanıklarına işkence ettiği iddiaları
vardı.
1977
- İstanbul gazetelerinin fiyatı 2 liraya çıktı.
1977
- THY grevi, Bakanlar Kurulu tarafından ikinci kez ertelendi.
1980
- İzmir'de 55 bin işçi 1 günlük işi bırakma eylemi yaptı. Eylem yapan işçiler
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK'e bağlı sendikalara üyeydiler.
1980
- Tariş olayları: Tariş işçileri işletmenin bazı bölümlerini işgal etti, Çiğli
İplik Fabrikası'nda işçiler, fabrika kapılarını kapatarak barikat kurdu.
1984
– KDV uygulaması başladı
1985
- Hisarbank, İstanbul Bankası ve Ortadoğu İktisat Bankası'nın (Odibank) 66
yöneticisinin mallarına tedbir konuldu. Mallarına tedbir konulan bankacılar
arasında Ömer Çavuşoğlu, Ahmet Kozanoğlu, Melih Saydam ve Özer Uçaran Çiller de
bulunuyor.
1986
- 6 yıl aradan sonra ilk işçi yürüyüşü Balıkesir'de yapıldı. Yürüyüşe yaklaşık
5000 kişi katıldı.
1989
- Boeing 707 tipi bir yolcu uçağı, Portekiz açıklarındaki Azor Adaları'na
düştü: 144 kişi öldü.
1990
- Amasya Yeniçeltek'te toprak altında kalan 63 işçiden umut kesildi. Madenin
hava bacaları betonlandı. Bir gün önce meydana gelen grizu patlamasında
ölenlerin sayısı 66'ya ulaştı.
1992
- Olağanüstü Hâl Bölge Valiliği'ne Ünal Erkan atandı.
2000
- Danıştay 10. Dairesi, FP'den İstanbul Milletvekili seçilen Merve Kavakçı'nın,
'Türk vatandaşlığının kaybettirilmesine' ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı'nın
iptali istemini oy birliğiyle reddetti.
2001
- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Esad Coşan ile damadı Ali Yücel Uyarel'in
Süleymaniye Camii haziresine definlerine imkân tanıyan kararname taslağını
imzalamayarak Başbakanlık'a geri gönderdi.
2001
- Kırklareli'nin Lüleburgaz İlçesi'nde, SSK hastanesinde hatalı iğne yapıldığı
için sol kolu dirseğinden kesilen Ayşen Başaran'ın ailesinin, 1996 yılında SSK
aleyhine açtığı tazminat davası sonuçlandı. Mahkeme, Başaran ailesine yasal
faizleriyle birlikte 119 milyar lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
2001
- Gazeteci ve yazar Ahmet Kabaklı vefat etti.
2002
- Yargıtay 6. Ceza Dairesi, "Yüksekova Çetesi" davasında 5 sanık
hakkında verilen çeşitli hapis cezalarına ilişkin mahkûmiyet kararlarını bozdu.
2004
- Türk rock müziği sanatçısı, besteci, tiyatrocu ve sinema oyuncusu Cem Karaca
vefat etti
Yorumlar
Yorum Gönder