“Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani ‘Düşmanla sonuna kadar dövüşenler’ çekilen ordunun ri’cat hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Muhacirler kaybedilmiş ülkelerimizin milli hatıralarıdır.” Mustafa Kemal Atatürk…
Her göç acıdır…
Yıllarca yaşadığı toprakları, hatıralarını, doğup büyüdüğü vatan bildiği
yerleri bırakıp gitmek kelimelerle anlatmak zordur… Ülkemiz muhacirler
memleketidir desek yeridir… 93 Muhacirleri, Balkan Muhacirleri, Mübadele
muhacirleri, Bulgaristan muhacirleri, Afganistan muhacirleri, Uygur
Muhacirleri… Bir de Anadolu’yu bırakıp gidenler…
Mübadele bu
göçlerin en hüzünlülerinden birisidir…
Türkiye ile
Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan “Türk ve Rum Ahalinin
Mübadelesine Dair Mukavelename ve Buna Bağlı Protokol” ile Anadolu’da yaşayan
Ortodoks Rumların Yunanistan’a gönderilmeleri karar altına alınmıştır.
Türkiye’de yaşayan Rumlardan 30 Ekim 1918’den önce İstanbul’a yerleşmiş olanlar
ile Yunanistan’da ise Batı Trakya’da
yaşayan Türkler bu değişime tabi tutulmamışlardır. Anlaşmaya göre, Türk
topraklarına yaşayanlardan Rum-Ortodoks dininden olanlar ile Yunanistan’da
yaşayan Müslümanlar, 1 Mayıs 1923 tarihinden itibaren zorunlu değişime tabi
tutuldular. Bunların sonradan eski topraklarına dönmesi de mümkün değildir.
Göçe tabi
tutulanlar yükte hafif, pahada ağır ne varsa alabildikleriyle yollara
dökülmüşlerdir. Bu süreç içerisinde yaşanan dram, yoksulluk, ağır koşullar,
salgın hastalık ve yaşanan sorunlar gerek iki ülke yönetimle gerekse mübadiller
için çok zor geçmiştir.
Bence Mübadelenin
en acı yönlerinden birisi Anadolu’da yaşayan, Türkçe konuşan hatta Türkçe
ibadet eden bir kelime Rumca bilmeyen, Fener Patrikhanesine tabi olmayan
Ortodoks Türklerin de göçe tabi tutulmasıdır. Ki Ortodoks Türkler arasında Türk
Ordusunda fiilen savaşanlar da vardır. Milli Mücadele’nin yanında yer alan
Ortodoks Türkler, Kayseri’de “Anadolu’da Ortodoksluk Sadâsı” adlı bir gazete
çıkarmışlar ve başlayan Milli Mücadeleye destek vermişlerdir. Atatürk’ün “Papa
Eftim bu memlekete bir ordu kadar hizmet etmiştir” sözüne mazhar olan Türk
Ortodoks Kilisesi kurucusu Papa Eftim’in ve Türk Ortodoks Kilisesinin İstiklal
Savaşına katkılarını “Tarihin Puslu Aynasından” isimli kitabında anlatmıştım.
Lozan
Konferansında Anadolu’da yaşayan ve Türkçe konuşan Ortodoks Türklerin mübadele
dışında tutulması konusu gündeme gelmiş ve bu konu başlangıçta olumlu
karşılanmış, ancak nasıl olduysa Türk Ortodokslar da mübadeleye tabi
tutulmuşlar yalnızca Papa Eftim’in de arasında İstiklal Madalyası sahibi
Ortodokslara ayrıcalık tanınmıştır.
Anadolu’dan
yürürlükte olan sözleşme gereği yaklaşık 193.000 Hıristiyan Ortodoks Türk,
Kayseri, Karaman, Trabzon, Sivas, Konya, Yozgat ve Ankara’dan toplanarak “Biz
sizdeniz, göndermeyin” yalvarmalarına rağmen, trenlerle Yunanistan’a
gönderilmişlerdir. Yunanistan’a gönderilen Ortodoks Türk Hıristiyanlar,
Türkiye’de Rum olarak adlandırılıp mübadeleye tabi tutulurken, Yunanistan’da da
“Turko Sporos” Türk tohumu şeklinde aşağılanmışlar ve zamanla büyük çoğunluğu Avrupa’nın
çeşitli ülkelerine dağılarak izlerini kaybettirmişlerdi.
Mübadele ile
Türkiye’ye gelen Müslüman nüfus için özel çalışmalar yapılmıştır ve bu topluluk
tam olarak memnun olmasa da önemli ölçüde memnun kalmıştır. Şunu da unutmamak
gerekir hiçbir göçmen geldiği memleketi tamamen sevemez, doğduğu toprakları
özlemeye devam eder.
Yine de Türkiye
uzun süredir muhacir kabul ettiği için, Yunanistan’a göre sorunları daha çabuk
çözdü.. Büyük sosyal krizler çıkmadığı gibi gelenler kısa sürede Türkiye’ye
çabuk intibak etti.
Türkiye’de Türklük
düşmanlarının öne sürdüğü “Atatürk Ulus
Devlet oluşturmak için ırkçı bir yaklaşımla mübadele fikrini ortaya attı”
iddiası bir iftiradan ibarettir. Bir kere mübadele önerisi Venizelos tarafından
getirildi. Venizelos Yunanistan nüfusunu
kalabalıklaştırmak Müslüman nüfustan kurtulmak için bu teklifi getirdi. Türkiye
de bu teklifi kabul etti.
Kaldı ki, mübadele
Yunan-Türk değişimi değil, Müslüman-Ortodoks değişimidir. “Mübadele”de
Anadolu’daki Ortodoks Türkler gönderilmiş, buna karşılık Türk kökenli olmayan
Pomak, Boşnak Arnavut vb. Müslüman unsurlar ülkeye kabul edilmişlerdir.
Mübadelede Türk
soylu olmayan Müslüman unsurlar ülkeye kabul edilirken, Ortodoks Karamanlıların
mübadeleye tabi tutulması, Cumhuriyetin kurucularının “Türk Milleti” anlayışını
oluşturan unsurlar arasında İslam dinini çok önemli bir unsur olarak gördüklerinin
göstergesidir…
19 Ekimlerde Meydana Gelen Olaylar
1448 - Osmanlı
padişahı II. Murat, Kosova Zaferi'ni kazandı.
1920 - Damat Ferit
Paşa'nın önceki gün istifası üzerine, yeni hükümeti kurma görevi Tevfik Paşa'ya
verildi.
İkinci Yozgat ve
Konya bastırma hareketi devam ediyor. Boğazlıyan'dan
gelen birlik, Akdağmadeni'ne hâkim oldu. Konya'nın Beyşehir ilçesi, Refet
Bey'in kuvvetleri tarafından bir baskınla ele geçirildi, 30 isyancı idam
edildi. İsyancıların kalıntıları Antalya yönüne kaçarak tertiplendiler.
1921 - Birinci
Ordu Komutanı Ali İhsan Paşa, Bau Cephesi Komutanlığı'na verdiği raporda,
eldeki birliklerin durumunu şöyle anlattı: "Asker esvaplı yüzde beş insana
rastlamadım. Yarıdan fazlası, yırtık palaspareler içinde, ayakkabılarının yansı
kullanılamaz durumda. Onda dokuzunda matara, çanta, torba, istihkâm edevatı
yok. Bununla beraber çoğunda parlak gözler dördüm."
Bozkır isyanının
elebaşlarından il idare meclisi eski başkatibi Çumralı Kamil ile Atabek
İbrahim, Konya Hükümet Meydanı'nda asılarak idam edildiler..
1922 - Trakya'yı
teslim almakla görevlendirilen Refet Paşa, Gülcemal Vapuru ile Kabataş
iskelesine çıktı ve büyük bir kalabalık tarafından coşkun sevinç gösterileriyle
karşılandı.
1934 - Mübadele
Komisyonu görevini tamamladı. Anadolu ve Trakya Rumları ile Yunanistan
Müslümanlarının mübadelesini düzenlemekle görevli Komisyon 7 Ekim 1923'te
kurulmuştu.
1934 - Turhal
Şeker Fabrikası açıldı.
1939 - II. Dünya
Savaşı'nın ilk aylarında Fransa, Birleşik Krallık ve Türkiye arasında üçlü
savunma ittifakı antlaşması imzalandı.
1945 - Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi açıldı.
1957 - Menderes
Kayseri'de yaptığı konuşmada halka, DP'nin iktidarda olduğu 7 yıl içinde 15.000
caminin yapılmış olduğunu ve 86 camiin onarıldığını, 8 ay sonra Süleymaniye'nin
yapılışının 5OO'üncü yılını kutlamak için Müslümanların İstanbul'a davet edileceğini
söyledi
1960 - 6-7 Eylül
Olayları ile ilgili dava başladı.
1961 – Türkiye
Cumhiriyeti Başbakanlarından Şemsettin Günaltay vefat etti.
1970 - Ferruh
Bozbeyli Millet Meclisi Başkanlığından istifa etti. Bozbeyli daha sonra
Demirel’e muhalif grubun lideri olacak ve Demokratik Parti’yi kuracaktır..
1982 - Millî
Güvenlik Konseyinin son şeklini verdiği Anayasa metni açıklandı. Geçici
maddelerle eski parti yöneticilerine 10 yıl siyaset yasağı getiriliyor,
Anayasanın kabulüyle birlikte Kenan Evren Cumhurbaşkanı oluyor.
1995 - Avrupa
Parlamentosu Yeşiller sözcüsü Claudia Roth, Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir
aleyhine 3 milyar liralık manevi tazminat davası açtı.
1996 – Çocuk
edebiyatının unutulmaz ismi Kemalettin Tuğcu vefat etti
2003 - Boşnak siyaset
ve fikir adamı, bağımsız Bosna-Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Alija Izetbegović, vefat
etti…
2011 - Ekim 2011
Çukurca saldırısı gerçekleşti. 8 ayrı yerde eşzamanlı olarak PKK tarafından
düzenlenen saldırı sonucu 24 asker şehit oldu.
Ellerinize sağlık atalarımızın yakın tarihine gösterdiğiniz ilgi ve özen için teşekkür ederiz derim. Bildiğimiz kadarı ile Türkiye'de gelen 1. nesil mübadil kalmadı. Yunanistan'da ki Kayserili son mübadil de geçen hafta vefat etti. Bu vesile ile mubadeleyi kim istedi sorusu hakkında bazı ek bilgiler sunmak isterim. Nüfus değişimini ilk kez İngiltere başbakanı Loyd George 1918 yılında Sevr görüşmeleri sırasında dile getirdi. Ancak daha sonra işgal planına destek olacakları Karadeniz'de bir pontus devleti Ege'de de yeni Yunanistan kurmak için bu nüfusa ihtiyaç duydular ve bu politikadan vaz geçtiler. Aradan geçen 4 yıl sonunda kurtuluş savaşının kazanılması ile bütün plan suya düştü. O gün 2,5 milyona düşen Yunan nüfusunun artırılması gerekiyordu. Ayrıca Yunanistan'da sürekli çete savaşı yapan bizimkiler de büyük bir tehdit oluşturuyordu. Ayrıca savaş sona erdiğinde 1 milyyonun üstünde Rum nurus özellikle Karadeniz bölgesinden İngiliz gemileri ile tüm ege kıyılarından adalara kendi imkanlarıyla geçmişti. Bu durumda Lozan görüşmeleri sırasında yine İngiltere'nin aklıyla Yunan tarafı bu talebi gündeme getirdi.
YanıtlaSilBir başka konu da mübadilleri geldikten sonra yaşadıkları felaketler. Mübadiller catistiklari 12 yıldan fazla insanımızı yolculuk ve sonrasında Anadolu'da kaybettiler. Bütün gecmislerimizin ruhları şad olsun. Saygılarımla. 🇹🇷