Mehmet Ziya, Diyarbakır’daki iki
farklı mahalle mektebinde okuduktan sonra Diyarbakır Askerî Rüştiye’sine
girerek 1890 yılında buradan mezun oldu. Bir yıl kadar özel öğrenim gördü; ardından
yeni açılmış olan Diyarbakır Mülkî İdadisine ikinci sınıftan başladı. İdadide
bir taraftan Gazâlî, Fârâbî, İbn Rüşd, Muhyiddin İbnü’l-Arabî, Mevlânâ gibi
İslâm düşünürlerini, ilerletmeye çalıştığı Fransızca’sı ile Batı kültürünün
önemli kitaplarını okurken bir taraftan da Léon Cahon, Süleyman Paşa ve Ahmet
Vefik Paşa’nın Orta Asya Türk tarihiyle ilgili kitaplarını inceliyordu.
Dördüncü sınıfa geçtiği zaman yedi
yıla çıkarılan idadi programında, daha önce gördüğü dersleri tekrar etmek
zorunda kalacağı için öğrenimine İstanbul’da devam etmek düşüncesiyle
tasdikname aldı. Aile büyüklerinin İstanbul’a gitmesini engellemeleri diğer
ruhî sıkıntılarına eklenince başına bir kurşun sıkarak intihar teşebbüsünde
bulundu. Sağlığına kavuştuktan sonra İstanbul’a gitti ve Mülkiye Baytar
Mekteb-i Âlîsi’ne kaydoldu. Burada okurken hem daha fazla okumaya başladı, hem
de sosyal çevresi gelişti. Azerbaycanlı aydın Hüseyinzâde Ali, İttihatçı İshak
Sükûtî ve Doktor İbrahim Temo ile tanıştı. Onların görüşlerinden yararlandı. Bu mektebin dördüncü sınıfına geçtiği yıl
gizli toplantılara katılmak, izinsiz cemiyet kurmak ve zararlı yayınları
okumakla suçlanarak tevkif edildi. Bir müddet sonra serbest bırakılıp
İstanbul’a döndüyse de okula alınmadı; ayrıca muhakeme edilmeden on ay
Taşkışla’da, iki ay da Mehterhâne Hapishanesi’nde yattı. Diyarbakır’da zorunlu
ikamete tabi tutuldu. 1900 yılında amcasının kızı Vecihe Hanım’la evlendi. Bir
ara askerî rüştiyede Fransızca öğretmenliği yaptı. Gökalp’in hapishane hayatını
takip eden Diyarbakır’daki dokuz yıllık mecburi ikameti daha onu disiplinli bir
okuma yazma eylemine yöneltti. ilk
yazılarını Diyarbakır Vilayet Gazetesinde yayımladı.
Meşrutiyet’in ilânından sonra 22
Ekim 1908 tarihinde İttihat ve Terakkî’nin Diyarbakır şubesini kurdu. Aynı yıl
fırkanın bölge müfettişi oldu. 18 Eylül 1909’da Selânik’te toplanan İttihat
Terakki kongresinde merkez heyeti üyeliğine seçildi. Daha sonra ailesini de
alarak Selânik’e giden Gökalp, yeni açılan Selânik İttihat ve Terakkî Mekteb-i
Sultânîsi’nde Türkiye’de ilk defa sosyoloji dersleri vermeye başladı. Ziya
Gökalp Selânik’te kaldığı süre içinde Ömer Seyfettin ve Ali Canip Yöntem ile
birlikte Genç Kalemler dergisini
çıkardı. Yazılarını bu dergide yayımladı. Sık sık gençlere yönelik konferanslar
seminerler düzenledi. Onlara “yeni lisan” akımı hakkında bilgi verdi; Durkheim,
Fouillée, Tarde, le Bon gibi Fransız sosyologlarını tanıttı, bunları Muhyiddin
İbnü’l-Arabî ile karşılaştırır.
1912 Martında yenilenen Meclis-i
Meb‘ûsan seçimlerinde Ergani Madeni mebusu oldu. Meclis feshedilince önce
Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesi’nde ve Dârü’l-muallimât’ta, ardından
Dârülfünun’da sosyoloji dersleri verdi. İstanbul’da bulunduğu sürece Yûsuf
Kemal’le beraber İktisat Cemiyeti’ni kurdu; Türk Yurdu, Halka Doğru, Türk
Sözü, İslâm Mecmuası, İktisâdiyyat Mecmuası, İctimâiyyat Mecmuası, Millî
Tetebbûlar Mecmuası, Muallim, Yeni Mecmua gibi yayın organlarında yazılar
yazdı; Kızıl Elma ve Yeni Hayat adlı şiir kitaplarıyla Türkleşmek,
İslâmlaşmak, Muâsırlaşmak başlıklı kitabının nüvesi olan makaleleri de
yayımladı..
İstanbul’un İngilizler tarafından
işgali üzerine tevkif edildi (28 Ocak 1919). Bir süre Bekir Ağa Bölüğü’nde
tutuklu kaldı; arkasından savaş ve katliam suçlarından yargılanarak birçok
Osmanlı aydını ve subayı ile birlikte Malta’ya sürüldü. Malta’da imkanların
elverdiği ölçüde, sürgünlere Türk tarihi, Türk medeniyeti, devlet
teşkilâtı gibi konular üzerinde konferanslar verdi.
19 Mayıs 1921’de sürgünün sona
ermesi üzerine Türkiye’ye dönen Ziya Gökalp, Diyarbakır’a yerleşti. Gökalp
burada Küçük Mecmua’yı yayımladı. Otuz üç sayı çıkan dergide fikrî, felsefî
yazıları ve şiirleri yanında yeni rejimi destekleyen makaleler Kaleme aldı. Diyarbakır Gençlik Derneği’nde ve mekteplerde dersler, konferanslar verdi. Ankara’da
çıkan Hâkimiyet-i Milliye gazetesine de yazılar yazdı.
Ankara hükümetinin Maarif Vekâleti
İlim Encümeni üyesi, ardından da Telif ve Tercüme Heyeti reisi oldu. Birinci
meclisin feshedilip yeni seçimlere gidileceği aylarda Gökalp Atatürk’ün isteği
üzerine Hâkimiyet-i Milliye gazetesine bir seri yazı yazdı. Bu makaleler Halk
Fırkası’nın (Cumhuriyet Halk Partisi) kuruluşunda ve hazırlık çalışmalarında
yol gösterici oldu. Ayrıca Atatürk’ün dokuz umde olarak tespit ettiği parti
programını Gökalp Doğru Yol adlı bir el kitabıyla destekledi ve bu umdelerin
sosyolojik açıklamalarını yaptı.
İkinci meclise Diyarbakır mebusu
olarak giren Gökalp, ölümüne kadar geçen kısa sürede Türkiye Büyük Millet
Meclisi Maarif Encümeni’nde çalıştı.11 Ağustos 1923’te toplanan II. Büyük
Millet Meclisi’ne Diyarbekir mebusu olarak katıldı. Bu arada sağlığının
bozulması ve Ankara’da tedavisinin güçleşmesi üzerine kaldırıldığı İstanbul
Fransız Hastahanesi’nde 25 Ekim 1924’te öldü.
Ziya Gökalp Bey’in cenazesi, 26
Ekim sabahı Fransız hastanesinde yıkandıktan sonra Türk bayrağına sarılı na’şı
tramvay hattı (bugünkü İstiklal Caddesi) boyunca protokol ve binlerce katılımcı
nezaretinde, dualarla Ayasofya Camii’ne getirildi, burada cenaze namazı, çok
kalabalık cemaatin iştirakiyle kılındı, defnedilmek üzere Sultan Mahmut Türbesi’ne getirildi. Defin töreninde Türk Ocağı ve
ocaklılar adına Dr.Fethi Bey (Tevetoğlu), eski Selanik Şehbenderi Fahreddin
Hayri Bey, Baytar Mektebini temsilen bir genç, Azerbaycan Türkleri adına
Azerbaycan Şura-i Milli Reisi Sabıkı Resulzâde Mehmed Emin Bey, Darülfünun
Emini(Rektörü) İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) Bey konuşma yaptıktan sonra defin gerçekleşti.
Mustafa Kemal Paşa, Ziya Gökalp’ın
ölümüne çok üzülmüştü. Ailesinin yanında olduğunu ve onlara her türlü desteği
vermeği arzu ettiğini ifade etmek için de Ziya Gökalp’ın eşine aşağıdaki
telgrafı çekti:
“İstanbul Valiliği aracılığıyla Ziya Gökalp Bey’in eşi Hanımefendiye,
Değerli eşiniz Ziya Gökalp Bey’in bütün Türk Dünyası için büyük bir kayıp oluşturan sonsuz yokluğundan (ölümünden) ileri gelen başsağlığı duygularımı ve Türk milletinin içten, yürekten üzüntülerini temiz kişiliğinize sunar ve Türk Milleti ve hükümetinin, büyük düşünürünün ailesi hakkındaki sevecen duygularını iletirim efendim.
Cumhurbaşkanı
Gazi Mustafa Kemal”
Eserleri
Şaki İbrahim Destanı, İlm-i İçtima’
Dersleri, Kızıl Elma, Rusya’daki Türkler Ne Yapmalı, Türkleşmek-İslamlaşmak-Muasırlaşmak, Yeni
Hayat, Türk Töresi, Türkçülüğün Esasları, Doğru Yol, Altın Işık Türk Medeniyet Tarihi,
23 Martta Meydana
Gelen Olaylar
625 - Arabistan'da Müslümanlarla
Kureyşler arasında, Uhud Savaşı başladı.
1855 - Dolmabahçe Camii ibadete
açıldı.
1976 – Ziya Gökalp Doğdu
1918 - Sovyet Sosyalist Tatar-Başkurt
Cumhuriyeti kuruldu.
1919- Hükümet, bir kararname ile 23
Aralık 1918 tarihli genel affın, yayını tarihine kadar olan suçlan da
kapsayacağını açıkladı. 23 Aralık'ta çıkarılan söz konusu kararname,
Vahdettin'in tahta geçtiği 3 Temmuz 1 9 1 8 tarihine kadar işlenmiş suçlan
affetmiş, Ermenileri tehcir olaylarını, savaş suçlarını ve İngiliz esirlerine
kötü davranmak suçlarını af dışı bırakmıştı.
1913 - Ressam, karikatürist, yazar
ve film yönetmeni Abidin Dino doğdu.
1920 - Harbiye Bakanı Fevzi Paşa,
Ankara'ya ve Anadolu'daki birliklere gönderdiği genelgede, ateşkes hükümlerine
aykırı bütün hareketlerden kaçınılmasını ihtar etti. Huzur ve sükunun devamına
son derece dikkat etmelerini istedi
1920 - Mustafa Kemal'in genelgesi:
Düşman lehinde propaganda yapanlar, milli eylem ve kararlara fiilen muhalefet
ederek düşmanların amaçlarına hizmet edenler, casusluk yapanlar, hemen
tutuklanıp cezalandırılacak. Kolordulara ve Refet Bey'e: Peyamı Sabah,
Serbesti, Alemdar, Bosfor, Entent gazeteleri ile Rumca ve Ermenice gazetelerin
Anadolu'ya sokulmaması
1920- İngilizlerin İstanbul Genel Karargâhı’nın
raporuna göre Padişah, İstanbul'un işgalinden ötürü memnun! Çünkü böylece
İstanbul'daki milliyetçilerden kurtulmuş bulunuyor. Yoksa, onlardan kurtulma
işini, daha küçük kuvvetlerle kendisi yapmak zorunda kalacaktı. Yüksek
komiserlerin, işgalin geçici olduğunu ve Sultan'ın otoritesini sağlamlaştırmak
amacını güttüğünü açıklamaları da Saray'da memnunluk yarattı.
1921- İnebolu'da bulunan Şehzade
Fuat Efendi, Padişah'ın Sevr Anlaşması lehinde Tevfik Paşa'ya çektiği telgraf
konusunda bir gazetecinin sorusuna "Çektiyse Damat Ferit ve avenesinin
iğfali sonucudur, önemi de yok, çünkü milletimizi Büyük Millet Meclisi temsil
ediyor" dedi.
1922- Müttefiklerin Paris'te
başlayan Dışişleri Bakanları toplantısı devam ediyor. Fransız Başbakanı ve
Dışişleri Bakanı Poincare, "Anadolu'yu boşaltmaya hazır olduğumuzu
açıklayalım. Fransız ve İngiliz İmparatorluklarındaki Müslümanları tatmin etmek
için de bu gerekli" dedi. Azınlıklar konusunda Sevr projesine göre daha
kapalı bir ifade kullanılmasına karar verildi. Çukurova’da Ermenilere yurt
verilmesini isteyen Curzon, yalnız kaldı.
1923 - Mübadele sonucu Selanik'ten
gelen Türkler, Didim'e ulaştılar.
1931 - Türk çocuklarının ilk
öğrenimlerini Türk okullarında yapmalarını zorunlu kılan kanun kabul edildi.
1933 - Alman Millî Meclisi
Reichstag, Adolf Hitler'e kararnamelerle ülkeyi yönetme yetkisi verdi.
1946 - Zekeriya Sertel ile Sabiha
Sertel, Cami Baykut ve Halil Lütfi Dördüncü, çeşitli hapis cezalarına
çarptırıldı. Daha sonra karar, Yargıtayca bozuldu ve gazeteciler serbest
bırakıldılar.
1959 - Ankara'da yayınlanan Öncü
gazetesi, süresiz olarak kapatıldı.
1960 - Said Nursi öldü.
1971 - Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu
liderlerinden Deniz Gezmiş'in arkadaşları, Hüseyin İnan ve Mehmet Nakipoğlu
yakalandı.
1972 - Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay;
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında verilen idam cezalarını
onayladı.
1974 - Hükümet, İmralı Adası'nda
gömülü olan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın mezarlarının
başka bir yere taşınabilmesine izin verdi.
1977 - Liselerde okutulan
"Felsefeye Başlangıç" adlı kitabın yazarı Prof. Nebahat Küyel,
Aleviler'i küçük düşürme iddiasıyla yargılandı.
1996 - Ankara'da öğrenciler
harçları protesto eylemi yaptılar. Çıkan olaylar sonrasında Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi binasına giren Polis, 127 öğrenciyi gözaltına aldı.
Olaylarda 51 polis ve 100 öğrenci yaralandı.
1996 - Refah Partisi Genel Başkan
Yardımcısı Oğuzhan Asiltürk, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni din düşmanlığı yapmakla
suçladı.
1998 - Bakanlar Kurulunda irticayla
mücadelede alınması gereken önlemleri içeren yasa tasarılarının büyük bölümü imzalandı.
2000 - Galatasaray futbol takımı,
UEFA Kupası çeyrek finalinde deplasmandaki ilk maçta 4-1 yendiği Mallorca'yı,
Ali Sami Yen Stadı'nda da yenip, yarı finalist oldu.
2003- Başbakan Erdoğan’ın kurduğu
59. Hükümet güvenoyu aldı.
2004 - Gelibolu Yarımadası Tarihî
Millî Parkı'nda Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü'nce yürütülen
"Şehitler Coğrafyası" projesi kapsamında yapılan araştırmalar sonucu,
iki bin askerin gömüldüğü gerçek şehitlik bulundu.
Yorumlar
Yorum Gönder