Günün Portresi
Tarihte
Bugün’de istisnalara dışında, tarihte iz bırakmış ama kamuoyunca yeterince
tanınmayan şahsiyetlerden bahsetmeye çalışıyorum. 19. Yüzyılın son ve 20.
Yüzyılın ilk çeyreği Türk Dünyasının çok sayıda mücadeleci, devrimci, Türkçü
düşünür ve aydın yetiştirdiği bir dönemdir. 3 Mart 1940 günü vefat eden Hüseyinzade
Ali Turan Bey de bu dönemde yetişen Türkçü aydınlardandır.
Hüseyinzade
Ali 28 Şubat 1864 günü Bakü’ye bağlı Salyan kasabasında Dünya’ya geldi. Çocuk yaşta anne ve babasını kaybeden
Hüseyinzade Ali’yi Kafkasya'da şeyhülislam olan dedesi Şeyh Ahmet Salyani
yetiştirmiştir. Tiflis'te lise
öğrenimini tamamlamaya çalışırken bir taraftan da yabancı diiler öğrenmek için
çabalıyordu. Lise öğrenimini
tamamladığında Rusça, Arapça ve Farsça'ya edebiyatını yapacak kadar hâkimdi.
1885
yılında lise öğrenimini tamamladıktan sonra Petersburg Üniversitesi'nin fizik
ve matematik bölümünde okumaya başladı. Aynı zamanda dedesinin aşıladığı
Türklük sevgisi nedeniyle üniversitede Türkoloji derslerine de devam etti. Bu
sıralarda Batı Klasiklerini de ayrıntılı olarak inceledi. Üniversite yıllarında
okul arkadaşı
1889'da
Üniversite'den mezun olduktan sonra Türkiye'nin bütün Türklerin Anavatan'ı
olduğunu düşünerek Rusya'daki kendisine yöneltilen iş tekliflerini kabul
etmeyerek İstanbul'a geldi. Okuduğu bölüm olan fizik ve matematik için
Türkiye'de iş girişimlerinde bulunup netice alamayınca Askeri Tıbbıye'ye girdi.
Askeri
Tıbbiyede 1894 yılında Tabip Yüzbaşı rütbesini alarak mezun oldu. O yıllarda
Ziya Gökalp ile tanıştı zaten var olan Türkçülük düşüncesi daha da pekişti.
1897 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Yunanistan arasında çıkan savaşta tabip
yüzbaşı olarak görev almıştır.
Savaşın
bitmesinin ardından cilt ve zührevi hastalıklar konusunda ihtisası yaptı.
Profesör yardımcısı (Doçent) olarak çalışmaya başladı. İttihat Terakki
taraftarı olduğu gerekçesiyle Polis tarafından aranmaya başlanınca 1903 yılında
Bakü’ye gitti.
Bakü'de
Rusça yayımlanan Kaspi gazetesinde ve Türkçe yayımlanan Hayat Gazetesi 'nde
yazılar yazmaya başlamıştır. Toplam 325 sayı yayımlanan Hayat Rus aleyhtarı bir
siyaset takip ettiği, Türkçülük yaptığı gerekçesiyle kapatılınca, Ali Bey, Ahmet Ağaoğlu ile birlikte haftalık
Füyûzât dergisini çıkardı. Bu dergi de 38 sayı yayımlandı. Hayat ve Füyûzât,
yalnız Azerbaycan Türkleri’nin değil bütün Rusya Türkleri’nin siyaset ve kültür
hayatında derin izler bıraktı; modern fikir ve edebiyatın gelişmesini sağladı;
Gaspıralı İsmail’in savunduğu Türkiye Türkçesi’ni tüm Türk Dünyasında yazı dili olarak kullanma
fikrini Azerbaycan’da hayata geçirdi; Türk dünyasında kardeşlik düşüncelerinin
yerleşmesinde ve Kafkasya’da Şiî-Sünnî çekişmelerinin ortadan kalkmasında
etkili oldu. Hüseyinzâde Ali Bey, Füyûzât’ın kapatılmasından sonra İrşad,
Terakkî, Hakikat gibi gazetelerde yazmaya devam etti. Ali Merdan Topçubaşı’nın
hapsedilmesi üzerine Kaspi’nin başyazarlığını da yürütmeye başladı Hüseyinzade
Ali Bey yazılarıyla Azerbaycan'da büyük bir Türklük şuuru yaratmayı başardı.
Osmanlı
İmparatorluğu'nda İkinci Meşrutiyet'in ilanının ardından bazı İttihatçılar’ın
davetiyle İstanbul’a gelen Ali Bey, bir müddet İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin
merkez-i umûmî ve İstanbul merkezi üyeliğinde bulundu. Türk Derneği, Türk Yurdu
Cemiyeti ve Türk Ocakları gibi teşkilatlarda da faal olarak hizmet verdi. Yusuf
Akçura'nın İstanbul'da kurduğu Rusya Mahkûmu Müslüman Türk-Tatarların Hukukunu
Müdafaa Komitesi'nde önemli görevler üstlendi.. Türkiye’ye bu gelişinde
yazılarından çok sohbetleriyle etkili oldu, tıp konusunda araştırmalara
yöneldi. Bir imtihanı kazanarak İstanbul Tıp Fakültesi Deri ve Frengi
Hastalıkları Kliniği’nde şef olarak göreve başladı
I.
Dünya Savaşı’nda Türk dünyasının problemlerini anlatmak üzere Avrupa ülkelerine
gönderilen Turan Heyeti’nde görev aldı. Yurt dışında çeşitli konferanslar
verdi. Stockholm’de toplanan Milletlerarası Sosyalist Konferansı’na Âkil Muhtar
ve Nesim Muhlis’le birlikte katıldı.
1918’de
Gence’de bulunan Nûri Paşa’nın yanına gidip Azerbaycan aydınları ile Osmanlı
hükümeti arasındaki görüşmelere katıldı ve Azerbaycan cumhuriyetinin
kurulmasına katkıda bulundu.
27
Nisan 1920'da Rusların Azerbaycan'ı işgal etmesi üzerine Türkiye'ye geri dönüş
yapan Hüseyinzade Ali Turan İstanbul Tıp Fakültesi Deri ve Frengi Hastalıkları
Kliniği’nde müderris muavini ve müderris olarak görev yaptı.
1926’da
Bakü’de toplanan I. Milletlerarası Türkoloji Kongresi’ne katılan Türkiye
heyetinde M. Fuad Köprülü ile birlikte yer aldı. Konferansın çalışmalarına
aktif biçimde katıldı.
1931’de
emekliye ayrılan ancak 1933 yılı sonuna kadar Üniversitede ders vermeye devam
Hüseyinzade Ali Turan 3 Mart 1940 günü de hayata gözlerini yumdu.
3 Martta Meydana Gelen Olaylar
1840-
Halkın sağlığının korunması› ve iyileştirilmesi için Meclis-i Umur-ı Tıbbiye
kuruldu
1878-
93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) sonunda Ayestefenos ateşkes ve barış
antlaşması imzalandı.
1883-
Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane (Güzel Sanatlar Akademisi) Osman Hamdi Bey’in
girişimiyle kuruldu
1919-
Üçüncü Tevfik Paşa Kabinesi istifa etti. İstifanın başlıca sebepleri,
d'Esperey'in tehditleri, basının Hükümet'i şiddetle eleştirmesi, Hürriyet ve
İtilafın Damat Ferit'i başbakan yapmak için çevirdiği entrikalar ve Padişah'ın
savaş yıllan hükümetlerinin Yüce Divan yerine divanı harplerde yargılanmalarına
ilişkin Hükümet kararnamesini geri çevirmesi
1919
- Fransızlar, isteklerini yerine getirmeyen Adana Jandarma Komutanı Haşim Bey'i
tutuklayıp Suriye'deki esir kampına sürdüler. Türk jandarmalarının yerlerine
Ermeniler, Jandarma Müfettişliği'ne de Yüzbaşı Luppe getirildi
1919-
Harbiye Nezareti, 9. Ordu eski Komutanı Ali İhsan Paşa'nın dün İngilizler
tarafından Haydarpaşa Garı'nda tutuklanması üzerine Başbakanlığa bir yazı
vererek, İngilizlerin böyle istekleri karşısında boyun eğilirse yakında ordunun
çökebileceğini bildirdi.
1920-
İngilizlerin baskısına daha fazla dayanamayan Ali Rıza Paşa Hükümeti, Yunan
ilerlemesini ve sansürü protesto ederek istifa etti.
1920-
Rauf Bey ve Kara Vasıf, Mustafa Kemal'e gönderdikleri raporda, Hükümet'in
istifasını anlattılar. Meclis'in dağıtılacağını, yeni bir Damat Ferit Hükümeti
ihtimali olduğunu bildirerek, etkili tedbirler alınmasını istediler.
1920-
Albay İsmet Bey, İstanbul'dan Mustafa Kemal'e gönderdiği telgrafta, İstanbul'da
İngilizlerle işbirliği yapan bir dernek kurulduğunu, bunun Kuvayı Milliye'yi
ezmek istediğini, Anzavur'un da bu kararlara göre hareket ettiğini bildirdi.
1920-
İngiliz Dışişlerinde yapılan toplantıda L. George şöyle dedi: Türkler ancak
zorla yola getirilebilirler. Sultan'a diyoruz ki 'Biz bütün etleri alıyoruz.
Sen de birkaç kemikle yetin ! .. .' Fransız Cambon'un konuşması: "İlk
adım, milli liderin tutuklanmasıdır. Bunları Sultan'a tutuklatalım. Yapamazsa
biz tutuklayalım. Türkler, bütün Doğulular gibi, yumuşak davranılırsa
küstahlaşır". Toplantıda İstanbul'un işgal edilmesi, Türkiye'ye 50-6o bin
kişilik bir kuwet gönderilmesi tartışılıyor. İngiliz Savaş Bakanı Churchill,
İstanbul'un işgal edilmesinin bir fayda getirmeyeceğini savundu.
1921-
Bozöyük üzerinden uçan Yunan uçağı, Saruhan eski Mebusu ve Ethem'in ağabeyi
Reşit Bey'in "Meclis'e ve Türk milletine" hitaben kaleme alınmış bir
bildirisini attı: "Sahtekar kumandanlarınız bir İnönü zaferi çıkararak
sizi sarhoş ettiler. İçinizde Mustafa Kemal'den başka düşüncesiz yoktur. Pişman
olacaksınız. Hokkabazlara aldanmayın. Muhakkak mağlup olacaksınız" . ..
1922-
Afganistan Elçisi Ahmet Han, Cuma Namazından önce Hacıbayram Camii'nde toplanan
kalabalık bir halk topluluğuna konuştu: "Müslümanların sevinci de,
üzüntüsü de ortaktır. Ya şerefle yaşar, ya şerefle ölürüz. Kara bulutlar
dağılıyor. Hürriyet ve İstiklal güneşi doğdu, durmadan yükseliyor”
1924
- Halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı Hanedanı mensuplarının Türkiye dışına
çıkarılmasına ilişkin yasa kabul edildi. Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu çıkarıldı.
Şer'iye ve Evkaf ve Harbiye Bakanlıkları kaldırıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı
ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu. Genelkurmay Başkanlığı oluşturuldu ve
Hükûmet'ten ayrıldı.
1925
- Şeyh Said ayaklanmasının büyümesini önlemek için, Takrir-i Sükun Kanunu kabul
edildi; İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
1931
- İstanbul'da toplanan Berberler Kongresi'nde, berber dükkânlarının Cuma
günleri tatil edilmesi kararlaştırıldı.
1940
- Türk doktor, profesör ve yazar Hüseyinzade Ali Turan öldü.
1942
- Türk Ressamlar Cemiyeti İstanbul'da kuruldu. Güzel Sanatlar Birliği'nden
İbrahim Çallı, D Grubu'ndan Halil Dikmen, Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar
Birliği'nden Mahmut Cuda ve bağımsız sanatçılardan Hamit Görele tarafından
kurulan Cemiyet, büyük ilgi gördü ve daha kuruluş evresinde üye sayısı 70'e
ulaştı.
1949
- Atina'da sahnelenen Madame Butterfly temsilinde baş rolü oynayan soprano
Ayhan Alnar, büyük başarı kazandı. Yunan seyirciler temsil bitiminde Ayhan
Alnar'ı ayakta alkışladılar.
1952
- Erzurum'un Pasinler İlçesi'nde meydana gelen Richter ölçeğiyle 5,6
şiddetindeki deprem, can ve mal kaybına yol açtı. 133 kişi öldü, 262 kişi de
yaralandı.
1952
- İslam Demokrat Partisi, Mahkeme kararıyla kapatıldı. Genel Başkan Cevat Rıfat
Atilhan ve 15 kurucu üye hakkında soruşturma açıldı.
1954
- İstanbul Belediyesi ile Hazine arasında ihtilaf konusu olan Çırağan Sarayı,
bir kanunla İstanbul Belediyesi'ne devredildi. Çırağan Sarayı enkazı, 1955 yılı
sonuna kadar otel haline getirilecek.
1961
- Akademisyen, siyasetçi ve yazar Ümit Özdağ doğdu.
1962
- Anayasa ve demokratik nizama karşı fiil ve davranışları önlemek amacıyla
hazırlanan "Tedbirler Kanunu", Millet Meclisi'nde kabul edildi.
1972-
TRT Televizyonunda 12 saat süren ilk canlı yayın yapıldı.
1973
- Millî Güven Partisi, Cumhuriyetçi Parti ve Bağımsızlar, Cumhuriyetçi Güven
Partisi'ni kurdular. Turhan Feyzioğlu Genel Başkan seçildi.
1974
- Türk Hava Yolları'nın DC-10 tipi 'Ankara' yolcu uçağı, Paris'te Orly
Havalimanı yakınlarında düştü. Bu tarihe kadar dünya sivil havacılık tarihinde
gerçekleşen en büyük kazada, 346 kişi öldü.
1977
- Gazeteci ve yazar Zekeriya Sertel, 25 yıl aradan sonra 1977'de Türkiye'ye
geldi. Uluslararası Gazete Sahipleri Federasyonu'nun Cumhurbaşkanı'na ve
Başbakan'a gönderdikleri mektuplar olumlu sonuç verdi. Zekeriya Sertel,
Danıştay kararıyla 1952 yılında ayrıldığı Türkiye'ye dönebildi.
1980
- Eski Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, İstanbul'da öldü. Tayfur Sökmen,
İskenderun Sancağı'nın Fransızlar tarafından işgali üzerine ilk direniş
hareketini örgütleyenler arasındaydı. 1938'de kurulan Hatay Devleti'nin, 1939
yılında Türkiye'ye katılıncaya kadar Cumhurbaşkanlığını yaptı. 1939-1950 yılları
arasında Antalya Milletvekili, 1950-1954 yılları arasındaysa Hatay Milletvekili
olarak TBMM'de bulundu. 1969-1975 yılları arasında da kontenjan senatörü olarak
görev yaptı.
1981
- İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Savcılığı, DİSK Genel Başkanı Abdullah
Baştürk'e işkence yapıldığı iddialarının asılsız olduğunu bildirdi.
1989
- 4. Levent'te bir boya imalathanesinde patlama oldu. 3 bina çöktü, 12 kişi
öldü, 40 kişi de yaralandı.
1989
- İstanbul'da Kadıköy Hal Binası dönüştürülerek, Haldun Taner Tiyatrosu açıldı.
1992
- Zonguldak Kozlu'da grizu faciası; 263 kişi öldü. Müfettişlerin hazırladığı
raporda işverenin birçok teknik konuda ihmalkâr ve sorumsuz davrandığı
belgelendi.
1993
- Cumhurbaşkanı Özal ile Başbakan Demirel arasında tırmanan gerginliğin devleti
yorduğuna dikkati çeken TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Sıfatı olanlar,
devlet hayatında üsluplarına dikkat etmelidir" dedi.
1993
- İran sınırından Türkiye'ye girerek Ağrı Dağına yerleşen yaklaşık 300 PKK
militanından 38'i, savaş uçaklarının bombardımanı sonucu öldü.
1993
- Tarihi Baruthane binası, "Ataköy Yunus Emre Kültür ve Sanat
Merkezi" adıyla hizmete açıldı.
1994
- Sinema yönetmeni ve senarist Bilge Olgaç vefat etti.
1994
- TBMM Genel Kurulu, DEP'li Selim Sadak ve RP'den istifa eden İstanbul Bağımsız
Milletvekili Hasan Mezarcı'nın dokunulmazlığını kaldırdı.
2001
– Olimpiyatlarda atletizmde ilk madalyayı kazandıran Ruhi Sarıalp vefat etti
2011
- Resim ve seramik sanatçısı Ümran Baradan vefat etti
2013
- Şarkıcı Müslüm Gürses vefat etti
2013
- Voleybolda, Halkbank, erkeklerde CEV Kupası'nı alan ilk Türk takımı olarak
tarihe geçti.
2016
- Şair, yazar ve gazeteci Ahmet Oktay vefat etti.
Yorumlar
Yorum Gönder