Günün Portresi
Tataristan
Türklerinin önemli liderlerinden, “Ceditçilik” hareketinin önde gelen
temsilcilerinden, dil bilgini, yazar ve
Türk milliyetçisi Kayyum Nasıri 15 Şubat
1825’te Kazan civarındaki Yukarı Şırdan köyünde doğdu.
Asıl
adı Abdülkayyûm’dur. Dedeleri ve babası bölgenin tanınmış âlimlerindendi. Babası
Abdünnâsır Molla, Nâsırî’ye temel dinî bilgileri öğrettikten sonra onu Kazan’a
götürerek Akmescid Medresesi’ne verdi. Burada 1855 yılına kadar dinî eğitim
gördü; Arapça, Farsça ve Rusça öğrendi. Rus çocuklarının okuduğu dini lisede ve
bu okulun devamı olan İlâhiyat Akademisi’nde Tatarca öğretmenliği yaptı. 1871
yılında işten uzaklaştırılınca medreselerde okuyan Tatar çocuklarına Rusça
kursları düzenledi. 1873’te Muallim Mektebi’nde Tatarca dersler vermeye
başladı. 1879 yılına kadar bazı Rus okullarında da öğretmenlik yaptıktan sonra
görevini bıraktı. Geçimini tercümanlık, kitaplarının geliri ve Rusça bilmeyen
Tatarlar’ın resmî dairelerdeki işleri için yazdığı dilekçelerle sağlamaya
çalıştı.
Nâsırî’nin
en önemli yönlerinden biri dil konusundaki girişimleridir. İdil-Ural bölgesinde
süregelen Osmanlı ve Çağatay Türkçesi karışımı bir Tatar Türkçesi yerine
müstakil, saf Tatarca’yı ön plana çıkarmaya çalıştı. Tatar Türkçesi’nin
Çağatayca’nın bir kolu olduğunu, kendine has kaide ve usullerinin bulunduğunu
savunarak saf Tatarca ile yazı yazmaya gayret etti.
1871’de
İdil-Ural bölgesinde ilk defa takvim yayınlamaya başlatan Nâsırî bunu 1897
yılına kadar sürdürdü. Nâsırî, çıkardığı takvimlerde genel takvim bilgilerinden
başka tarih, coğrafya, halk edebiyatı gibi konulardaki makalelerine de yer
verdi. Ayrıca Türk-Tatar toplumu
arasında ilk defa matematik, geometri, coğrafya, anatomi ve sağlık bilgisi ders
kitapları kaleme aldı ve bu ilim dallarında yeni Tatarca terimler geliştirmeye
çalıştı. Makaleleri Rus coğrafya cemiyeti mecmuasında yayımlandı. 2 Kasım 1885
günü Kazan Üniversitesi Arkeoloji-Tarih ve Etnografya Cemiyeti’ne aslî üye
seçildi.
Kayyûm
Nâsırî, Asya Türkleri arasında başlayan
eğitimde yenileşme (usûl-i cedîd) hareketinin öncülerinden biriydi. Nâsırî Osmanlıca,
Farsça ve Arapça’dan edebiyata dair çok sayıda metni Tatarca’ya tercüme etti.
Coğrafyayla ilgili eserlerini hazırlarken Kâtib Çelebi’nin kitaplarından
faydalandı.
Dil
ve edebiyat meselelerine dair çalışmalara da ağırlık veren Nâsırî, Tatarca’nın
imlâ kurallarıyla ilgili bir kitap, Tatar sözlüğü hazırladı. Özellikle yaz
aylarında Tataristan’ın çeşitli bölgelerine seyahatler yaparak Tatar
folklorunun örneklerini topladı ve bunları neşretti.
Tutucu
çevrelerce dışlanan, hatta tehdit edilen Nâsırî genelde yalnız yaşadı. Diğer
aydınlarla ilişki kurmadı. Gaspıralı
İsmâil ile aynı düşünce yapısıonda olmasına rağmen onun Ruslar’la yakın
olduğunu düşünerek uzak durdu. 1886’da neşredilen çarın fermanına göre kadılık
ve imamlık yapacak kişilerin Rusça imtihan vermeleri şart koşulmuştu. Nâsırî bu
fermanı Tatarca olarak yayımladı. Bunun üzerine halk fermana tepki gösterdi.
Tatarlar’ın yoğun biçimde yaşadığı İdil-Ural bölgesinde çeşitli karışıklıklar
çıkınca Nâsırî’nin tercümesi toplatıldı. Nâsırî, Tatar halkının Rusça öğrenmesi
taraftarı olmakla birlikte bu işin zorla ve misyoner Rus papazları vasıtasıyla
yapılmasına karşıydı. Bu sebeple Rusça öğrenmek isteyenler için çeşitli gramer
kitapları ve sözlükler hazırladı.
Evlendiği
eşiyle Kayyum Nasiri ancak bir yıl kadar yaşayabilmiştir ki, eşi doğum
sırasında vefat etmiştir. Eş ve çocuk acısını üzerinden atamayan Nasiri bir
daha evlenmemiş, hayatını bekâr olarak sürdürmüştür.
Karşıtlarınca
dinsizlikle suçlanmasına rağmen kendi anlayışına göre dindar ve inanmış bir
milliyetçi idi. Rus doğu bilimcilerinden Gülnâr Hanım olarak bilinen Olga de
Lebedef başta olmak üzere pek çok doğu bilimciyi etkiledi. Kazan
Üniversitesi’nde okurken Nâsırî’den Türkçe-Tatarca dersleri alan Gülnâr Hanım
dışında Joseph M. E. Gottwald ve Maslovsky gibi ünlü doğu bilimciler de ondan Tatarca dersleri aldılar. Nâsırî ayrıca
Ahmet Mithat Efendi ve Cemâleddîn-i Efgānî’ ve Ahmet Cevdet Bey gibi Osmanlı
aydınlarıyla da irtibat kurdu. onu Kazan’da ziyaret ederek görüştüğü ve ölümü
dolayısıyla İkdam’da bir yazı yayımladığı bilinmektedir.
20
Haziran 1902 tarihinde ölen Kayyum Nasıri; Çoğu ansiklopedi niteliğinde, dil ve
tarihle ilgili otuzun üzerinde kitap yayımlamış ayrıca Namaz saatleri ve
takvimle ilgili çalışmalar da yapmıştır.
Bunların dışında Miftâhu’l-Kur’ân adıyla hazırladığı hacimli bir Kur’an
indeksi ölümünden sonra kaybolmuştur.
15 Şubatta Meydana
Gelen Önemli Olaylar
1880
– Ressam Ali Sami Boyar doğdu
1919
- Asker kaçaklarını yakalamak için bazı noktalara yerleştirilmiş polislerden
Karaköy'de görevli olanlara, Rum ve Ermeniler saldırdılar. Polisler yaralandı.
Kalabalığı İngiliz kuvvetleri dağıtabildi.
1920
-Mustafa Kemal, 3, ı 2, ı 3, ı 5 ve 20. kolordulara gönderdiği yazıda, Maraş
zaferinden dolayı emeği geçenleri kutladı. Düşmanın yenilgi acısını çıkarmak
için yeniden saldırabileceğini belirterek, bunun için uyanık bulunulmasını,
bölgede milli müfrezeler kurulmasını istedi
1921-
Damat Ferit Hükümeti'nin Kuvayı Milliye önderleri hakkındaki idam kararlan
kaldırılıyor. Bugün Nurettin Paşa, Albay Kazım, Hakkı Behiç, Hüseyin Hüsnü ve
Seyfi Beyler hakkındaki idam kararlan Askeri Temyiz Meclisi'nce bozuldu. Dosyalar,
yeniden görüşülmek üzere 2 Numaralı Divan-ı Harb-i Ôrfi'ye gönderildi
1922-
Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey ve yanındakiler İzmit'ten İstanbul'a gittiler.
Haydarpaşa rıhtımında, kalabalık bir topluluk tarafından karşılandılar. Halk
"Yaşasın Büyük Millet Meclisi, yaşasın Mustafa Kemal Paşa! " diye
bağırdı. Yusuf Kemal Bey, "Biz savaşa da hazırız, barışa da. Misak-ı Milli
dairesinde davamızı savunacağız" dedi.
1923
- Tarihçi ve akademisyen Kemal Karpat doğdu.
1924
- İzmir’de harp oyunları yapıldı.
1927
– İzmir Eski eserler müzesi açıldı.
1940
– TRT eski Genel Müdürü ve Dışişleri Bakanlarından İsmail Cem İpekçi doğdu
1944
- Çeçen asker ve siyasetçi Cahar Dudayev doğdu
1947
- Rodos ve On İki Adalar Yunanistan'a verildi.
1949
- 1200 Musevi, Türkiye'den Filistin'e göç etmek için başvurdu; göç edenlerin
sayısı 10.000'i geçti.
1971
- İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi sağ görüşlü bir grup öğrenci
tarafından işgal edildi, İstanbul'daki Kadırga Yurdu'na patlayıcı madde atıldı,
Ankara'da Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ndeki Kennedy Anıtı havaya uçuruldu.
1987
- Ressam ve yazar Malik Aksel öldü
1996
- Kardak kayalıklarına düzenledikleri operasyonla adlarını duyuran SAT
komandolarını taşıyan bir helikopter, Ege Denizi'nde düştü; 5 asker şehit oldu.
1999
- PKK lideri Abdullah Öcalan, Türk güvenlik güçleri tarafından Kenya'da
yakalandı.
1999
- Ekşi sözlük kuruldu.
1999
- Eskişehir Cezaevi'nde "Karagümrük Çetesi" olarak tanınan bir grup
Mustafa Duyar'ı öldürdü, Selçuk Parsadan'ı yaraladı. Mustafa Duyar Özdemir Sabancı'yı
öldürmekten, Selçuk Parsadan ise örtülü ödenek davasından hüküm giymişti.
2001
- Oyun yazarı Orhan Asena öldü.
2002
- Uluslararası Güvenlik Destek Gücü'nde (ISAF), yer alacak olan Türk Kuvvetinin
ilk bölümü Kabil'de göreve başladı.
2005
- Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, AKP'den ve Bakanlık görevinden istifa
etti.
2005
- Video paylaşım sitesi, YouTube kuruldu.
2006
- Emeklilere vergi iadesi için fiş toplanmasına son veren kanun, Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Yorumlar
Yorum Gönder