1909
yılında Maarif Nezareti'nin sınavının kazanıp Kız İdadi Mektebi'nde fen dersi
öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Aynı okulda ders veren Halide Edib'le, ve
bir okulda müdürlük yapan Şükûfe Nihal ile güçlü bir arkadaşlık kurdu. İttihat
ve Terakki Kız Sanayi Mektebi’ne müdürlük yaptı; jimnastik, lisan, piyano,
biçki-dikiş derslerinin öğretmenliğini üstlendi. Daha sonra Selçuk Hatun
Sultanisi, Kız Hayat Mektebi ve İzmir Hilal Sultanisi müdürlüklerinde bulundu.
Savaş yıllarında İlk Tedavi Hastanesi’nde öğrencileriyle birlikte
hastabakıcılık yaptı.
Öğretmenlik
yaptığı dönemde Sabah, İkdam gibi gazetelerde sosyoloji, pedagoji, psikoloji
konularında makaleler yayınladı. Dönemin gazete ve dergilerinde kadının
toplumsal hayattaki yerine dair yazılar yayımladı. Osmanlı Devleti’nde kadını
toplum yaşamına dahil etme, cumhuriyet rejiminin ilanından sonraysa kadınların
siyasal haklarının tanınmasını sağlama için mücadele etmiş bir kadın hareketi
öncüsüdür. 1910 yılından sonraki bütün kadın hareketlerinin içerisindedir.
Nezihe Muhittin pek çok derneğin kurucuları arasında yer almıştır. O dernekleri
şu şekilde sıralayabiliriz; “Cemiyeti İmdadiye” (Rumeli sınırlarında savaşan
askerlerin günlük yaşamsal ihtiyaçlarının temini için çalışmalar yapan bir
dernek)Tealli Nisvan Cemiyeti(Kadınların Yükselme Derneği), Donanma Muavene-i
Milliye Cemiyeti Hanımlar Şubesi (Türk donanmasına gelir sağlamak amacıyla
kurulmuştur), Osmanlı Müdâfaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti (Osmanlı Kadın
Haklarını Savunma Cemiyeti) Nezihe Muhittin ayrıca bugün için o dönemin Türk –
Osmanlı kadını ile ilgili en önemli kaynaklardan biri olan Kadınlar Dünyası
dergisinin çıkarılmasında da rol oynamıştır
Henüz
Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan 1923 yılının başlarında 13 arkadaşıyla
birlikte Kadınlar Halk Fırkası (KHF) adlı siyasi partinin kuruluş çalışmalarını
tamamlayarak Türkiye’deki ilk siyasal partinin kurucusu olmuş, ancak Valilik
dokuz ay sonra, seçim kanunun kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermediği
gerekçesiyle başvuruyu reddetti.
1924’te
Türk Kadınlar Birliği’nin kuruluşuna öncülük etti ve 1927’ye kadar başkanlığını
yaptı. 1925 yılında henüz kadınların siyasal haklarının tanınmamış olmasına
rağmen, Türk Kadınlar Birliği tarafından Nezihe Mu hiddin, Halide Edip ile
birlikte milletvekilliği için aday gösterildi. Amaç, seçimler sırasında konuyu
gündeme getirerek kamuoyunu ve Büyük Millet Meclisi’ni kadınlara oy verme hakkı
için etkilemekti. Fakat adaylıkları Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından
reddedildi. Nezihe Muhiddin’in kadın hakları konusundaki radikal talepleri
CHF’yi rahatsız etti. 26 Eylül 1927 tarihli Kongre’de Saime Hanım birliğin yeni
başkanı olarak seçildi ve Nezihe Muhiddin, birlikten ihraç edildi.
Nezihe
Muhittin’in ihracı üzerine Yunus Nadi Cumhuriyet Gazetesinde şunları yazıyordu;
“Daha dün bin bir esaretten kurtardığımız aziz Türkiye'miz de kadınlık namına
ilk safa gelecek mesele acaba sadece kadınlığın hukukundan mı ibarettir? Acaba
bizde kadın mebus olmadığı, kadın avukat olmadığı, kadın her şey olmadığı için
mi azap ve ıstırap vardır? Tutalım ki kadın her şey oldu, bununla her dava ve
bu meyan da kadınlık meselesinin halledilmesi mi olur? Dünkü birlik sanki
cemiyetimizden hariç gibi bir mevcudiyet göstermekte ısrar etmiş idi. Vilayetin
Birliğe muarız ısrarları ile buna karşı Nezihe Muhiddin Hanım’ın şahsında
Kadınlar Birliği'nin inatçı ve iddiacı mukabeleleri doğrusu bu meselede tüy
üzerine tüy dikti. Onun içindir ki yeni vaziyet karşısında: -Ooh, diyoruz, aman
kurtulduk!” .
Valilik
ve Türk Kadınlar Birliği tarafından birbiri ardına açılan yolsuzluk,
sahtekârlık davalarından 1929 yılındaki Af Kanunu ile kurtulabildi. Kişisel
itibarı zedelenen Muhiddin, bir suskunluk dönemine girdi. Evinde yakın
dostlarıyla aylık çay toplantıları yapmayı sürdürdü. Geçimini öğretmenlik
yaparak, roman yazarak kazandı. 1929'da Gazi Osmanpaşa Erkek Orta Mektebi'ne
tayin edildi ve bu okuldan emekliye ayrıldı
İki
evlilik yapmasına rağmen, hep babasının soyadını kullanan Nezihe Muhiddin 5
Aralık 1934 günü Meclis kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren kanun
değişikliğini kabul edince, 1935’teki
ilk seçimde İstanbul’dan bağımsız aday oldu.Tabii ki seçilemedi.
Bundan
sonraki hayatı roman yazarak geçirdi. 1958 yılında İstanbul’daki bir akıl
hastanesinde hayata gözlerini yumdu.
Eserlerinde
“Nezihe Muhlis” imzasını kullanan Nezihe Muhittin, 1911-1944 arasında on yedi
romanın yanı sıra, Boğaziçi, Donanma, Edebiyat-ı Umumiye Mecmuası, Kadın Yolu
ve Resimli Şark dergilerinde hikâyeler ve yazıları yayımlanmıştır. Kadın Yolu isimli bir dergiyi 30 sayı
çıkardı. Ayrıca Türk kadını başlıklı inceleme ve tarih çalışmalarıyla bir
masal, bir tiyatro oyunu ve sekiz çevirisi vardır. Nezihe Muhidddin’in
eserlerinde kadın karakterler, duydukları hıncı dışa vurmak ve intikam almak
konusunda aktif rol üstlenmenin yanı sıra kölelik ve cariyelik uygulamalarına
başkaldıran tiplerdir. Eserlerinde kadınların yaşadığı sorunlara dikkati çekmiş
ve kadınlara yol göstermeye çalışmıştır. Romanlarında estetik kaygıları geri
iterek seçtiği kadın kahramanlar aracılığıyla kadın haklarını gündemde tutmaya
çalışmıştır. Nezihe Muhittin’in romanlarında iki husus ön plana çıkar;
Milliyetçilik ve Femizim. Döneminin milliyetçi akımları içinde büyüyen Nezihe
Muhiddin'in, Türk Kadınlar Birliği'nden ihraç edilmesi bile onun milliyetçi
yaklaşımını değiştirmez.
Romanları:
Şebab-ı Tebah,Talih mi?- Evlat Aşkı, Benliğim Benimdir, Güzellik Kraliçesi,
Bozkurt: Küçük Mehmet'in Romanı, Haydudun Sonu, İstanbul'da Bir Landro, Kevser
Nine, Ateş Böcekleri, Bir Aşk Böyle Söndü, Çıplak Model, İzmir Çocuğu, Avare
Kadın, Bir Yaz Gecesiydi, Çıngıraklı Yılan, Kalbim Senindir, Gene Geleceksin,
Sus Kalbim Sus, Sabah Oluyor
10
Şubatta Meydana Gelen Olaylar
1074
- Kaşgârlı Mahmut 25 Ocak 1072'de başladığı Divânu Lügati't-Türk’ün yazımını
tamamladı.
1828
- Rus İmparatorluğu ile Kaçar Hanedanı arasında Türkmençay Antlaşması
imzalandı.
1918
– 2. Abdülhamit öldü
1919-
Dışişleri Bakanı, Adana'daki Fransız zulmüne son verilmesi için bakanlığının
girişimde bulunmasını isteyen bir yazıya şu karşılığı verdi: Böyle
girişimlerimiz sonuçsuz kalıyor. Devlet işlerine dış müdahale, yalnız Adana'da
değil, İstanbul'da da var. Siyaset yoluyla çözümlenemediği için Bakanlar
Kurulu'nda ya kabul ediliyor, ya da göz yumuluyor. Böyle olduğu halde,
Dışişleri'nin görüşüne neden lüzum görülüyor, anlayamıyorum! . .
1919-
Hükümet, evvelce Hıristiyanlara ait olup el konulan, satılan malların
sahiplerine geri verilmesini isteyen İngiliz isteğini kabul etti. Bugünkü
toplantıda, Süryani Patriği'nin İstanbul vekilince yapılan başvuru uygun
görülecek Süryani okul ve kurumlarının ihtiyaçları için örtülü ödenekten 2.000
lira verilmesi de kararlaştırıldı. Süryani Patrik Vekili başvurusunda,
Ermenilerle birlikte Süryanilerin göç ettirilmesi sebebiyle patrikhane ve
manastırların gelirlerinin azaldığını belirtmişti
1919
- İngilizler, Almanya'dan, bu ülkede bulunan ıo İttihatçı'nın kendilerine
teslim edilmesini istediler. Almanya bu isteği reddedecektir.
1921-
Meclis'te Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, hangi dinden olursa olsun, bütün
çocuklar için tek tip okulların gerekli olduğunu söyledi; yabancı okulların
zararlarını anlattı ve doğuracakları dış tepkiler nedeniyle bu okulları kapatamadıklarını
bildirdi.
1922-
Mısır Hilal-i Ahmeri, Anadolu'da savaşanlara ulaştırılmak üzere İstanbul
Hilal-i Ahmeri'ne 5140 İngiliz Lirası
para yardımı gönderdi.
1937
- Meteoroloji Genel Müdürlüğü kuruldu.
1947
- Amerika Birleşik Devletleri özel bankaları, Türkiye'ye kredi vermeyi
reddetti.
1950
- Komünistlik suçlamasıyla yargılanan üniversite öğretim üyelerinin dâvâsı sona
erdi: Behice Boran ve Niyâzi Berkes, üçer ay hapis cezası aldı. Pertev Naili
Boratav beraat etti.
1953
- Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde, Adnan Çoker ve Lütfü
Günay'ın Sevgi Öncesi adını taşıyan ilk soyut resim sergisi açıldı.
1953-
İstiklal Savaşı Komutanlarından Dadaylı Halit Bey vefat etti
1956
- Ceyhan Nehri taştı. Çukurova'da 50 bin hektar arazi sular altında kaldı.
1958
- Kadın hakları savunucusu, eylemci, gazeteci, yazar Nezihe Muhiddin vefat
etti.
1961-
Cumhuriyet Halk Partisi- Adalet Partisi koalisyon hükümeti kuruldu.
1969
- ABD 6. Filosuna bağlı gemiler, İstanbul'a geldi. Üniversite öğrencileri protesto
düzenledi.
1971
- Mehmet Ali Aybar, ihraç talebiyle Türkiye İşçi Partisi (TİP) Haysiyet
Divanı'na sevk edildi.
1979
- Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, Türkiye'de ilk kez bir buçuk aylık bir
bebeğe açık kalp ameliyatı yapıldı.
1980
- Tariş olayları:8 Şubat günü Çiğli İplik Fabrikası'nda 1500 işçi kapıları
kapatarak barikat kurmuştu. 10 Şubat'ta polis işçilere müdahale etti; 15 kişi
yaralandı, 500 kişi gözaltına alındı.
1981
- Genelkurmay Sıkıyönetim Askeri Hizmetler Koordinasyon Başkanlığı, 5 sanatçıya
"teslim ol" çağrısı yaptı. "Teslim ol" çağrısı yapılan
sanatçılar Cem Karaca, Melike Demirağ, Şanar Yurdatapan, Sema Poyraz ve Selda
Bağcan’dı.
1993
- "Yorgun Savaşçı" filmi, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nda
(TRT) yayına girdi. Film, devlet televizyonu tarafından çekilmiş ancak siyasi
ve askeri otorite tarafından imhasına karar verilmiş ve 1983 yılında
yakılmıştı. Filmin yakılmaktan kurtulan tek nüshası bulunarak yayınlandı
1995
- Et ve Balık Kurumu’nun 2 Şubat 1995'te, gerçek değerinin onda birine, Hak-İş
Sendikası'na satılması ortalığı karıştırdı. Hak-İş Sendikası Refah Partisi'ne
yakınlığıyla biliniyordu. Bunun üzerine satış incelemeye alındı. Başbakanlık,
satış kararını 10 Şubat 1995'te iptal etti.
1996
- IBM'in süper bilgisayarı Deep Blue, Garry Kasparov'u yenmeyi başardı.
1998
- Fransa'da sinema dalında düzenlenen Sadoul Ödülü'nü, yönetmenliğini Zeki
Demirkubuz'un yaptığı "Masumiyet" adlı film kazandı.
2005
- Akademisyen ve Türkolog Fahrettin Kırzıoğlu vefat etti
2005-
Türk Ekonomi Bankası’nın % 50’sini BNP Paribas aldı.
2006
- Milliyet gazetesi yazarı Abdi İpekçi'yi öldürmek ve iki ayrı gasp olayı
nedeniyle daha önce 36 yıl hapis cezasına çarptırılan Mehmet Ali Ağca, aynı
davadan dolayı yeni Türk Ceza Kanununa göre yeniden yargılandı. Kadıköy 1. Ağır
Ceza Mahkemesi, lehte hükümleri göz önüne alarak, Ağca'yı 21 yıl 8 ay hapse
mahkûm etti.
2017-
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"ni içeren 6771 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan tarafından halkoyuna sunulmak ve yayımlanmak üzere
Başbakanlığa gönderildi.
Yorumlar
Yorum Gönder