Ana içeriğe atla

Nezihe Muhittin ve 10 Şubat

 


Günün Portresi
Nezihe Muhittin

 İstanbul’da Kandilli’de ceza hâkimi Muhiddin Bey ile Zehra Hanım’ın kızı olarak doğdu. Eğitimine mahallesindeki subyan mektebinde başladı. Farsça, Arapça, Fransızca ve Almancayı özel derslerle öğrendi. Bir süreliğine Kumkapı Rahibe Okulu’na, bir süre de Dârü'l-Muallimât’a devam etti. Dayısının kızı Nakiye Hanım sayesinde romancı Fatma Aliye ile tanıştı.

1909 yılında Maarif Nezareti'nin sınavının kazanıp Kız İdadi Mektebi'nde fen dersi öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Aynı okulda ders veren Halide Edib'le, ve bir okulda müdürlük yapan Şükûfe Nihal ile güçlü bir arkadaşlık kurdu. İttihat ve Terakki Kız Sanayi Mektebi’ne müdürlük yaptı; jimnastik, lisan, piyano, biçki-dikiş derslerinin öğretmenliğini üstlendi. Daha sonra Selçuk Hatun Sultanisi, Kız Hayat Mektebi ve İzmir Hilal Sultanisi müdürlüklerinde bulundu. Savaş yıllarında İlk Tedavi Hastanesi’nde öğrencileriyle birlikte hastabakıcılık yaptı.

Öğretmenlik yaptığı dönemde Sabah, İkdam gibi gazetelerde sosyoloji, pedagoji, psikoloji konularında makaleler yayınladı. Dönemin gazete ve dergilerinde kadının toplumsal hayattaki yerine dair yazılar yayımladı. Osmanlı Devleti’nde kadını toplum yaşamına dahil etme, cumhuriyet rejiminin ilanından sonraysa kadınların siyasal haklarının tanınmasını sağlama için mücadele etmiş bir kadın hareketi öncüsüdür. 1910 yılından sonraki bütün kadın hareketlerinin içerisindedir. Nezihe Muhittin pek çok derneğin kurucuları arasında yer almıştır. O dernekleri şu şekilde sıralayabiliriz; “Cemiyeti İmdadiye” (Rumeli sınırlarında savaşan askerlerin günlük yaşamsal ihtiyaçlarının temini için çalışmalar yapan bir dernek)Tealli Nisvan Cemiyeti(Kadınların Yükselme Derneği), Donanma Muavene-i Milliye Cemiyeti Hanımlar Şubesi (Türk donanmasına gelir sağlamak amacıyla kurulmuştur), Osmanlı Müdâfaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti (Osmanlı Kadın Haklarını Savunma Cemiyeti) Nezihe Muhittin ayrıca bugün için o dönemin Türk – Osmanlı kadını ile ilgili en önemli kaynaklardan biri olan Kadınlar Dünyası dergisinin çıkarılmasında da rol oynamıştır

Henüz Cumhuriyet Halk Fırkası bile kurulmadan 1923 yılının başlarında 13 arkadaşıyla birlikte Kadınlar Halk Fırkası (KHF) adlı siyasi partinin kuruluş çalışmalarını tamamlayarak Türkiye’deki ilk siyasal partinin kurucusu olmuş, ancak Valilik dokuz ay sonra, seçim kanunun kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermediği gerekçesiyle başvuruyu reddetti. 

1924’te Türk Kadınlar Birliği’nin kuruluşuna öncülük etti ve 1927’ye kadar başkanlığını yaptı. 1925 yılında henüz kadınların siyasal haklarının tanınmamış olmasına rağmen, Türk Kadınlar Birliği tarafından Nezihe Mu hiddin, Halide Edip ile birlikte milletvekilliği için aday gösterildi. Amaç, seçimler sırasında konuyu gündeme getirerek kamuoyunu ve Büyük Millet Meclisi’ni kadınlara oy verme hakkı için etkilemekti. Fakat adaylıkları Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından reddedildi. Nezihe Muhiddin’in kadın hakları konusundaki radikal talepleri CHF’yi rahatsız etti. 26 Eylül 1927 tarihli Kongre’de Saime Hanım birliğin yeni başkanı olarak seçildi ve Nezihe Muhiddin, birlikten ihraç edildi.

Nezihe Muhittin’in ihracı üzerine Yunus Nadi Cumhuriyet Gazetesinde şunları yazıyordu; “Daha dün bin bir esaretten kurtardığımız aziz Türkiye'miz de kadınlık namına ilk safa gelecek mesele acaba sadece kadınlığın hukukundan mı ibarettir? Acaba bizde kadın mebus olmadığı, kadın avukat olmadığı, kadın her şey olmadığı için mi azap ve ıstırap vardır? Tutalım ki kadın her şey oldu, bununla her dava ve bu meyan da kadınlık meselesinin halledilmesi mi olur? Dünkü birlik sanki cemiyetimizden hariç gibi bir mevcudiyet göstermekte ısrar etmiş idi. Vilayetin Birliğe muarız ısrarları ile buna karşı Nezihe Muhiddin Hanım’ın şahsında Kadınlar Birliği'nin inatçı ve iddiacı mukabeleleri doğrusu bu meselede tüy üzerine tüy dikti. Onun içindir ki yeni vaziyet karşısında: -Ooh, diyoruz, aman kurtulduk!” .

Valilik ve Türk Kadınlar Birliği tarafından birbiri ardına açılan yolsuzluk, sahtekârlık davalarından 1929 yılındaki Af Kanunu ile kurtulabildi. Kişisel itibarı zedelenen Muhiddin, bir suskunluk dönemine girdi. Evinde yakın dostlarıyla aylık çay toplantıları yapmayı sürdürdü. Geçimini öğretmenlik yaparak, roman yazarak kazandı. 1929'da Gazi Osmanpaşa Erkek Orta Mektebi'ne tayin edildi ve bu okuldan emekliye ayrıldı

İki evlilik yapmasına rağmen, hep babasının soyadını kullanan Nezihe Muhiddin 5 Aralık 1934 günü Meclis kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren kanun değişikliğini kabul edince,  1935’teki ilk seçimde İstanbul’dan bağımsız aday oldu.Tabii ki seçilemedi.

Bundan sonraki hayatı roman yazarak geçirdi. 1958 yılında İstanbul’daki bir akıl hastanesinde hayata gözlerini yumdu.

Eserlerinde “Nezihe Muhlis” imzasını kullanan Nezihe Muhittin, 1911-1944 arasında on yedi romanın yanı sıra, Boğaziçi, Donanma, Edebiyat-ı Umumiye Mecmuası, Kadın Yolu ve Resimli Şark dergilerinde hikâyeler ve yazıları yayımlanmıştır.  Kadın Yolu isimli bir dergiyi 30 sayı çıkardı. Ayrıca Türk kadını başlıklı inceleme ve tarih çalışmalarıyla bir masal, bir tiyatro oyunu ve sekiz çevirisi vardır. Nezihe Muhidddin’in eserlerinde kadın karakterler, duydukları hıncı dışa vurmak ve intikam almak konusunda aktif rol üstlenmenin yanı sıra kölelik ve cariyelik uygulamalarına başkaldıran tiplerdir. Eserlerinde kadınların yaşadığı sorunlara dikkati çekmiş ve kadınlara yol göstermeye çalışmıştır. Romanlarında estetik kaygıları geri iterek seçtiği kadın kahramanlar aracılığıyla kadın haklarını gündemde tutmaya çalışmıştır. Nezihe Muhittin’in romanlarında iki husus ön plana çıkar; Milliyetçilik ve Femizim. Döneminin milliyetçi akımları içinde büyüyen Nezihe Muhiddin'in, Türk Kadınlar Birliği'nden ihraç edilmesi bile onun milliyetçi yaklaşımını değiştirmez.

Romanları: Şebab-ı Tebah,Talih mi?- Evlat Aşkı, Benliğim Benimdir, Güzellik Kraliçesi, Bozkurt: Küçük Mehmet'in Romanı, Haydudun Sonu, İstanbul'da Bir Landro, Kevser Nine, Ateş Böcekleri, Bir Aşk Böyle Söndü, Çıplak Model, İzmir Çocuğu, Avare Kadın, Bir Yaz Gecesiydi, Çıngıraklı Yılan, Kalbim Senindir, Gene Geleceksin, Sus Kalbim Sus, Sabah Oluyor

10 Şubatta Meydana Gelen Olaylar

1074 - Kaşgârlı Mahmut 25 Ocak 1072'de başladığı Divânu Lügati't-Türk’ün yazımını tamamladı. 

1828 - Rus İmparatorluğu ile Kaçar Hanedanı arasında Türkmençay Antlaşması imzalandı.

1918 – 2. Abdülhamit öldü

1919- Dışişleri Bakanı, Adana'daki Fransız zulmüne son verilmesi için bakanlığının girişimde bulunmasını isteyen bir yazıya şu karşılığı verdi: Böyle girişimlerimiz sonuçsuz kalıyor. Devlet işlerine dış müdahale, yalnız Adana'da değil, İstanbul'da da var. Siyaset yoluyla çözümlenemediği için Bakanlar Kurulu'nda ya kabul ediliyor, ya da göz yumuluyor. Böyle olduğu halde, Dışişleri'nin görüşüne neden lüzum görülüyor, anlayamıyorum! . .

1919- Hükümet, evvelce Hıristiyanlara ait olup el konulan, satılan malların sahiplerine geri verilmesini isteyen İngiliz isteğini kabul etti. Bugünkü toplantıda, Süryani Patriği'nin İstanbul vekilince yapılan başvuru uygun görülecek Süryani okul ve kurumlarının ihtiyaçları için örtülü ödenekten 2.000 lira verilmesi de kararlaştırıldı. Süryani Patrik Vekili başvurusunda, Ermenilerle birlikte Süryanilerin göç ettirilmesi sebebiyle patrikhane ve manastırların gelirlerinin azaldığını belirtmişti

1919 - İngilizler, Almanya'dan, bu ülkede bulunan ıo İttihatçı'nın kendilerine teslim edilmesini istediler. Almanya bu isteği reddedecektir.

1921- Meclis'te Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, hangi dinden olursa olsun, bütün çocuklar için tek tip okulların gerekli olduğunu söyledi; yabancı okulların zararlarını anlattı ve doğuracakları dış tepkiler nedeniyle bu okulları kapatamadıklarını bildirdi.

1922- Mısır Hilal-i Ahmeri, Anadolu'da savaşanlara ulaştırılmak üzere İstanbul Hilal-i Ahmeri'ne 5140  İngiliz Lirası para yardımı gönderdi.

1937 - Meteoroloji Genel Müdürlüğü kuruldu.

1947 - Amerika Birleşik Devletleri özel bankaları, Türkiye'ye kredi vermeyi reddetti.

1950 - Komünistlik suçlamasıyla yargılanan üniversite öğretim üyelerinin dâvâsı sona erdi: Behice Boran ve Niyâzi Berkes, üçer ay hapis cezası aldı. Pertev Naili Boratav beraat etti.

1953 - Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde, Adnan Çoker ve Lütfü Günay'ın Sevgi Öncesi adını taşıyan ilk soyut resim sergisi açıldı.

1953- İstiklal Savaşı Komutanlarından Dadaylı Halit Bey vefat etti

1956 - Ceyhan Nehri taştı. Çukurova'da 50 bin hektar arazi sular altında kaldı.

1958 - Kadın hakları savunucusu, eylemci, gazeteci, yazar Nezihe Muhiddin vefat etti.

1961- Cumhuriyet Halk Partisi- Adalet Partisi koalisyon hükümeti kuruldu.

1969 - ABD 6. Filosuna bağlı gemiler, İstanbul'a geldi. Üniversite öğrencileri protesto düzenledi.

1971 - Mehmet Ali Aybar, ihraç talebiyle Türkiye İşçi Partisi (TİP) Haysiyet Divanı'na sevk edildi.

1979 - Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, Türkiye'de ilk kez bir buçuk aylık bir bebeğe açık kalp ameliyatı yapıldı.

1980 - Tariş olayları:8 Şubat günü Çiğli İplik Fabrikası'nda 1500 işçi kapıları kapatarak barikat kurmuştu. 10 Şubat'ta polis işçilere müdahale etti; 15 kişi yaralandı, 500 kişi gözaltına alındı.

1981 - Genelkurmay Sıkıyönetim Askeri Hizmetler Koordinasyon Başkanlığı, 5 sanatçıya "teslim ol" çağrısı yaptı. "Teslim ol" çağrısı yapılan sanatçılar Cem Karaca, Melike Demirağ, Şanar Yurdatapan, Sema Poyraz ve Selda Bağcan’dı.

1993 - "Yorgun Savaşçı" filmi, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nda (TRT) yayına girdi. Film, devlet televizyonu tarafından çekilmiş ancak siyasi ve askeri otorite tarafından imhasına karar verilmiş ve 1983 yılında yakılmıştı. Filmin yakılmaktan kurtulan tek nüshası bulunarak yayınlandı

1995 - Et ve Balık Kurumu’nun 2 Şubat 1995'te, gerçek değerinin onda birine, Hak-İş Sendikası'na satılması ortalığı karıştırdı. Hak-İş Sendikası Refah Partisi'ne yakınlığıyla biliniyordu. Bunun üzerine satış incelemeye alındı. Başbakanlık, satış kararını 10 Şubat 1995'te iptal etti.

1996 - IBM'in süper bilgisayarı Deep Blue, Garry Kasparov'u yenmeyi başardı.

1998 - Fransa'da sinema dalında düzenlenen Sadoul Ödülü'nü, yönetmenliğini Zeki Demirkubuz'un yaptığı "Masumiyet" adlı film kazandı.

2005 - Akademisyen ve Türkolog Fahrettin Kırzıoğlu vefat etti

2005- Türk Ekonomi Bankası’nın % 50’sini BNP Paribas aldı.

2006 - Milliyet gazetesi yazarı Abdi İpekçi'yi öldürmek ve iki ayrı gasp olayı nedeniyle daha önce 36 yıl hapis cezasına çarptırılan Mehmet Ali Ağca, aynı davadan dolayı yeni Türk Ceza Kanununa göre yeniden yargılandı. Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi, lehte hükümleri göz önüne alarak, Ağca'yı 21 yıl 8 ay hapse mahkûm etti.

2017- "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"ni içeren 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından halkoyuna sunulmak ve yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi.

Yorumlar

Son bir ayda en çok okunanlar