Ana içeriğe atla

Şükûfezar’ın Çıkışı ve 18 Ocak'ın Olayları

 


Günün Olayı
Şükûfezar’ın Çıkışı

 İlk kadın dergisi 15 Haziran 1869 tarihinde Terakki-i Muhadderat mıdır? Yoksa 18 Ocak  1886’da yayımlanan Şükûfezar mıdır? Büyük çoğunluk yayın tarihini esas alarak Muhadderat’ı ilk kadın dergisi olarak kabul eder. Ancak konuyla ilgilenenlerin küçümsenmeyecek bir bölümü de her ne kadar Muhadderat kadınlara hitap eden bir dergi olsa da, dergiyi çıkaranların ve yazarların büyük bölümü erkek olduğu için onu ilk kadın dergisi olarak kabul etmezler, sahibinden yazarına tamamen kadınlar tarafından çıkaran Şükûfezar’ı ilk kadın dergisi olarak nitelendirirler. Şükûfezar’ ı öncekilerden ayıran ve onu ilk kadın dergisi olarak nitelendiren en önemli şey herhangi bir gazetenin ya da yayının eki olmaksızın, başlı başına sadece kadınlar tarafından, kadınların okuması için çıkarılan ilk dergi olmasıdır.

Bu bakışla Şükûfezar’ın çıkışı ilk kadın dergisinin çıkışıdır.

“Çiçek bahçesi” anlamına gelen Şükûfezar İnsanlığın ilerlemesi için erkeklerin söz sahibi oldukları her konuda biz de varız diyen bir anlayışla yayın hayatına başlar. Derginin imtiyaz sahibi 19. yüzyılın ikinci yarısının önemli aydınlarından Maarif Nazırı Münif Paşa’nın kızı Arife Hanım’dır. Okuyucu mektupları derginin şekillenmesinde çok önemli rol oynamıştır. Bu mektupları yazanların çoğunun da derginin yazarları gibi, dönemin öğretmen okulu olan Daru’l Muallimat’ tan mezun oldukları görülüyor.

Şükûfezar’ın çıkışı okumuş Türk Kadının ben de varım diye çıkışıdır.

Arife Hanım derginin ilk sayısında “Biz saçı uzun, aklı kısa denilerek erkeklerin alaycı gülüşlerine hedef olan bir tayfayız. Erkekliği kadınlığa, kadınlığı erkekliğe tercih etmeyerek bunun aksini ispat etmeye çalışacağız” diyor ve derginin çıkış düşüncesini de bu sözlerle ifade ediyor. Dergi aynı zamanda ilim ve eğitim gerektiren mesleklerin diğer mesleklere göre üstün olduğunu savunuyor. İnsanlığın ilerlemesinin gayret ve çalışma ile olacağının ayrıca çalışma sürecinde de kadın ve erkeğin eşit olarak yer almasının önemi üzerinde duruyor.

Bu çıkışı ile Şükûfezar’ın çıkışı kadınların ikinci planda tutulmasına karşı bir çıkıştır.

Dergi de yazan kadınlar, o dönem kullanılan baba ve eş isimleri ile değil, kendi isimleri ile yazılar yazıyorlar. Arife hanım dışında; Münire, Fatma Nevber, Fatma Nigar ve Fatma Naima isimli kadınların da yazılarına yer veriliyor.

Bu çıkışı ile Şükûfezar’ın çıkışı kadın kimliğine sahip çıkan bir çıkıştır.

Okuyucu mektuplarına önemli ölçüde yer verilen Şükûfezâr’ın yazar kadrosu gibi mektupları yazanların da dönemin öğretmen okulu olan Daru’l Muallimat’tan mezun oldukları biliniyor. Şukufuzar bir ilke imza atarak bu kadınların okuyucu mektuplarını kitap olarak yayımlamıştır…

Yani Şükûfezar çıkışı yenilikçi bir çıkıştır.

Şükûfezar’ı hem kendisinden önceki hem de sonraki birçok dergiden ayıran en önemli özellik kadının rolünün ev içinde tanımlanmamasıdır. Diğer dergilerde yer alan yazılar genel olarak çocuk eğitimi, evlilik, ahlak, ev idaresi, çocuk bakımı ve sağlığı, moda gibi daha çok kadınların ilgi ve görev alanlarına giren öğretici, eğitici konular hakkındaydı. Kadın iyi bir eş, iyi bir anne olarak tanımlanıyordu. Şükûfezar’da ise kadınların bu konulardaki eğitimine dair tek bir yazı bulunmaması kayda değerdir.

Şükûfezar’ın yazarları, daha çok kadınların da var olduğunu, onların da okuduklarını, yazdıklarını göstermek istemiş, erkek-kadın karşılaştırması yapmak yerine, yaptıkları ve ürettikleri ile gündeme gelmek istemişlerdir. Aslında bu yazarlar açık bir şekilde ifade etmeseler bile “erkeklerin söz sahibi olduğu bir alanda” onlar gibi olabildiklerini, kendilerinin de sadece kadınlık meseleleri ile ilgilenmediklerini göstermek istemişlerdir.

Bu açıdan bakınca Şükûfezar’ın çıkışı feminist bir çıkıştır.

Özetle Şükûfezar’ın çıkışı farklı bir çıkıştır.

Günümüzde yayımlanan, moda, tüketim, yemek ağırlıklı kadın dergileri Şükûfezar’ın yani “çiçek bahçesi”‘nin çok gerisindedir.

Günümüze Şükûfezar’ın yalnızca beş sayısı ulaşmıştır. Her bir sayı 16’ şar sayfa olmak üzere, beş sayı toplam 80 sayfadır. Bu sayıların tamamı Erzurum Atatürk Üniversitesi’ne ait kütüphanede Özege Koleksiyonu’nda bulunuyor. Derginin ilk sayısında 15 günde bir yayınlanacağı belirtilmiştir. Dergilere elektronik ortamda ulaşmak mümkündür.

 

18 Ocak’ın Önemli Olayları

1886 - Kadınlar, Şükufezar dergisinde "saçı uzun aklı kısa" deyimine karşı mücadele başlattı.

1919 - I. Dünya Savaşı'nda yenik düşen devletlerle anlaşmalar yapmak üzere, İtilaf Devletleri temsilcilerinin oluşturduğu Paris Barış Konferansı açıldı. Avrupa'nın haritası yeniden çizildi.
1918- Hükümet, İngilizlerin tersanedeki bazı kısımları istemesi olayını görüştü. İsteğin yerinde olmadığını, ancak İngilizlerin buralara zor yoluyla el koyacağını göz önünde bulundurarak, çirkin bir olaya yer vermemek için adı geçen yerlerin terkedilmesini kararlaştırdı. (

1919 - Paris Barış Konferansı, Versay Sarayı'nda çalışmalarına başladı... Konferans İtilaf Devletleri'nin savaş sonrası dünyaya verecekleri yeni düzeni ve Avrupa'nın geleceğini kararlaştıracak.

1919 - 131delegenin katıldığı Üçüncü ve son Büyük Kars Kongresi açıldı. Dr.Esat (Oktay) başkanlığında açılan Kongre, Kars Şurası'nın 18 maddelik anayasasını görüştü ve Şura yönetiminde Canubugarbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi (Güney-Batı Kafkas Milli Geçici Hükümeti) adını verdi. Yeni Hükümet'in başkanı Cihangiroğlu İbrahim Bey. Anayasa'ya göre Hükümet'in resmi dili Türkçe ve bayrağı ay yıldızlı, üç renkli olacak.

1921- Mustafa Suphi ve arkadaşları Kars'tan Erzurum'a geldi. Gruptan Mehmet Emin ve Süleyman Sami, arkadaşlarından ayrılarak Erzurum'da alıkonuldular.

1921- Mustafa Kemal'in Unıted Telgraph muhabirine verdiği demeç Hakimiyeti Milliye'de: İtilaf Devletleri, milletimizi bir hayvan sürüsü ve memleketimizi sahipsiz açık arazi sanıyorlar. Milletimiz vatanına sahiptir, hürriyet ve bağımsızlığına aşkla bağlıdır. Sevr Anlaşması'nı yok sayıyoruz, son amaç istiklal ve hakimiyeti sağlayacak bir barıştır ...

1922 -Batı Cephesi'nin ve Hükümet'in Rusya ile haberleşme ihtiyacını karşılamak üzere, Kastamonu'nun 1 saatlik uzağında bulunan İzbeli Dağı'nda telsiz telgraf istasyonu, kalabalık bir izleyici topluluğunun katıldığı bir törenle açıldı

1924 - İstanbul'da Millî Türk Ticaret Birliği Kongresi toplandı.

1925 Yol Mükellefiyeti Kanunu TBMM’de kabul edildi

1927 - Lozan Antlaşması, Amerikan Senatosu tarafından reddedildi.

1928 - Çerkez Hacı Sami çetesinden 3 kişi, Eminönü Meydanı'nda idam edildi. Bu kişiler Atatürk'e suikast iddiasıyla idama mahkûm edilmişlerdi.

1929 - Lev Troçki, Sovyetler Birliği'nden sınır dışı edildi.

1931 - Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Türkiye Güzellik Kraliçesi Yarışmasını, Naşide Saffet Esen kazandı.

1940 - Millî Koruma Kanunu kabul edildi.

1943 - Sovyetler Birliği, Leningrad'da hüküm süren Alman kuşatmasını kırdığını açıkladı.

1944 - Trak adlı yolcu vapuru, Çanakkale'den Bandırma'ya giderken kayalara bindirerek battı: 24 kişi öldü.

1946 - Madam Butterfly operası, Ankara'da sahnelendi.

1947 - Isparta'nın Uluborlu ilçesinin Senirkent bucağından on vatandaş, noter aracılığıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na bir protesto mektubu gönderdi. Mektupta hiçbir suçları olmadığı halde, jandarmanın kendilerine sistemli olarak işkence boyutlarında kötü muamele yaptığını yazıyorlardı.

1947 - İstanbul'da Muallimler Birliği kuruldu.

1950 - Demokrat Parti (DP), işçiye grev hakkı istedi.

1954 - Yabancı Sermaye Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi.

1956 - Mustafa Kemal Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Atadan vefat etti

1960 – Romancı yazar Nahid Sırrı Örik vefat etti

1966 - Ankara Cezaevi'nde af isteyen mahkûmlar isyan etti. İstanbul Üsküdar Toptaşı Cezaevi'nde 260 mahkûm açlık grevine başladı.

1983 - Kültür Bakanlığı'nca Sinema Yasa Tasarısı hazırlandı. Bakanlık tasarıyla filmlere denetim getiriyordu.

1989 - Kıbrıslı iş adamı Asil Nadir, Günaydın Gazetesi'nden sonra Gelişim Yayınları'nı da satın aldı.

1991 - Hükümet, TBMM'den gerektiğinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurt dışında görevlendirilmesi ve yabancı askerlerin Türkiye'de bulundurulması konusunda yetki aldı.

1993 - Bayburt'un Üzengili köyü üzerine çığ düştü; 56 kişi öldü, 22 kişi yaralandı.

2010 - Hukukçu, tarihçi, yazar ve Türkolog Reha Oğuz Türkkan vefat etti


Yorumlar

Son bir ayda en çok okunanlar