Atatürk, bununla
ilgili olarak Başbakan İsmet İnönü’ye çektiği telgrafta “Milli paramızın
kıymetini muhafaza yolunda hükümetin aldığı tedbirlerin iyi neticeler vermekte
olmasından memnunum.” Diyerek hükümetin icraatlarından dolayı duyduğu
memnuniyeti iletti..
1929 yılında
meydana gelen spekülatif ithalat artışı sonucunda dış açığın artması, dünya
ticaretindeki daralma, tarım ürünlerinin uluslararası fiyatlarında yaşanan
düşüşler sonucu Türkiyede tasarrufu ve devletçiliği esas alan ekonomik anlayış
egemen olmuştur.
Fuat Umay Bey’in
tasarruf ve yerli mal kullanımını özendirme amaçlı dernek kurma önerisiniş Atatürk’ün
de uygun bulması üzerine, Atatürk’ün himayesinde, TBMM başkanı Kazım Özalp’ın
başkanlığında, İş Bankası Genel Müdürü Celal Bayar, Ziraat Bankası Genel Müdürü
Şükrü Ataman ve Emlak Bankası Genel Müdürü Hakkı Saffet Tan‘ın da katılımıyla
18 Aralık 1929’da, Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurulmuş ve 3 Ocak 1930
Günü Atatürk Derneğin 1 Numaralı dernek üyesi olarak kaydedilmiştir.
Cemiyetin
kuruluşunu izleyen çalışmaları değerlendirildiğinde, derneğin iki temel görüşü
olduğu anlaşılmaktadır; birincisi ithal
mallar tüketiminden yerli malları tüketimine geçilmesi, ikincisi de gerekli
sermaye birikiminin ve kalkınmanın sağlanabilmesi için topluma tasarruf alışkanlığı kazandırılması…
Atatürk'ün
himayesi altındaki bu cemiyet, her yıl "Vatandaş yerli malı kullan!",
"Vatandaş para biriktir!" sloganları ile bütün okullarda
"Tasarruf Haftaları" düzenlemiş ve Ankara'da şimdiki opera binasında
"Yerli Malı Sergisi" açmıştır. Atatürk her yıl bu sergiyi gezerek
oradaki öğrencilere yerli malı ve tasarruf konusunda sorular sormuş, onlara
ulusal ekonominin öneminden söz etmiştir.
Millî İktisat ve
Tasarruf Cemiyeti, amaçlarını halka duyurabilmek ve kamuoyu oluşturabilmek için
“Neşriyat ve Propaganda Komitesi”
kurmuştur. Bu komite, yerli malı kullanımının önemini anlatan, yerli mallarını
tanıtan filmleri sinemalarda halka gösterilmesini sağlamış, tutumlu olmaya
ilişkin atasözlerini ve deyimlerin gazete
ve dergilerde yayınlanmasını sağlamıştır.
Hasan Nezihi’nin
sözlerini yazdığı, İzmir Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti tarafından bestelenen
tasarruf marşı o günlerin en fazla duyulan müzik parçalarından birisi olmuştur;
MİLLİ TASARRUF
MARŞI
Dehşetli harp açtık, bekler yeni zaferler.
Yurttan çıkan her onluk ya tüfektir ya fişek,
Yarın gelip buraya beynimiz delecek.
Yerli malı alırım, hatta kaba da olsa,
Yabancıya yüz vermem, hatta caba da olsa
Yerli malı kullanmak hem borcumdur hem hakkım,
Hem hakkımdır hem borcum, hem borcumdur hem zevkim.
Ben bu türlü yolumda yorulmadan yürürüm,
Selametin hâlası* çünkü bunda görürüm.
*Halâs: kurtuluş
Tasarruf ve yerli
malı haftalarında okullar, caddeler, kamu binaları köy odaları yerli malı
kullanmayı ve tasarrufu özendiren veciz sözler, slogan, resim ve afişlerle süslenirdi…
O sözlerden
bazıları:
“Milli
mücadelede ilk hedef Akdeniz’di, şimdi ilk hedef iktisat”
“Yerli
malı yurdun mali, her Türk onu kullanmalı”
“Vatandaş
bir şeyi alırken satıcıdan daima yerlisini iste”
“En
ucuz ve en kuvvetli gıdanın sırrı, yerli yemişlerdir.”
“Vatandaş,
eskiden yerli malı kullanmak ayıp sayılırdı. Eskiden Türk demek de ayıptı”
Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti, 1929-1932
yılları arasında;
Her yıl Aralık
ayının 12’sinde başlayan ve tüm memleketi kapsayan “Tasarruf ve Yerli Malı”
haftası düzenledi.
Yurdun belli başlı
büyük şehirlerinde yerli mallar sergileri açtı.
Yurt dışında
açılacak sergilere katılarak sanayi ve zirai ihraç ürünlerimizi dünya kamuoyuna
tanıttı.
Ankara’da bir
“Sergi Evi” kurulmasını sağladı.
Yerli mallarımızın miktarını, çeşitlerini ve
kalitelerini artırmak amacıyla, Sanayi Kongresi ve Ziraat Kongresi düzenledi.
250 şube açtı, üç
yerli malı ve tasarruf haftası, sekiz yerli malı sergisi, bir sanayi, bir
ziraat kongresi ve bir de ziraat teknik sergisi düzenledi, Türkiye'yi temsilen Budapeşte ve Leipzig uluslararası sergilerine katıldı,
Amaçları
doğrultusunda çok sayıda broşür katalog, dergi ve kitap yayımladı
1932 yılından
sonra bazı işlevleri diğer kamu kuruluşlarınca üstlenilen kurumun etkinliği
zamanla azaldı, Cemiyetin adı 1939 yılında “Ulusal Ekonomi ve Artırma Kurumu”
olarak değiştirilmiş ve 1955 yılında da “Türk
İktisat Cemiyeti” ile birleşerek “Türkiye Ekonomi Kurumu” adını almıştır.
3
Ocak'ta Meydana Gelen Olaylar
1501 – Ünlü şair
Ali Şir Nevai vefat etti
1799 - Şair Şeyh Galip vefat etti
1914 - Enver Paşa,
mirliva rütbesiyle Harbiye Nazırlığı'na atandı.
1917 - Ardahan
Arap Camii'nde, 373 Türk, Ermeni çeteciler tarafından camiyle birlikte yakıldı.
1919 - Ardahan'da,
yabancı işgalini önlemek ve Ardahan'ın Türkiye'ye bağlılığını devam ettirmek
amacıyla Ardahan Kongresi toplandı.
1919 - İngiliz
Savaş Bakanlığı, İstanbul, Bağdat ve Kahire'deki kumandanlıklarına bir tel
çekti: Türk birlikleri Kafkasya'dan çekilirken gıda stoklarını Erzurum'a
taşıyor. Bunlar Ermeni malıdır. Taşıtan komutanlar yakalanıp cezalandırılmalı,
1919 - Hicaz Kralı Hüseyin adına Faysal ile
Siyonist Örgütü adına Weizmann, Filistin'de Yahudi devleti kurulmasını öngören
bir anlaşma imzaladılar.
1920 – Meclis-i
Mebusan'a katılacak milletvekilleri, İstanbul’a gitmeden Temsil Kurulu ile
görüş alışverişinde bulunmak üzere gruplar halinde Ankara'ya gelmeye
başladılar. Bugün Dr. Adnan, Cami, Abdullah Azmi, Haydar Beyler geldi.
1920- İngilizlerin
Kafkasya temsilcisi Wardrop, Dışişleri Bakanı Curzon'a gönderdiği raporda,
lngiltere'nin Bolşevik ve Kemalist "güruh"larına engel olması
gerektiğini yazdı.
1921- Kazım
Karabekir, Erzurum Valisi Hamit Bey'in dünkü yazısına cevap vererek, halkın
Mustafa Suphi ve arkadaşları aleyhinde kışkırtılması emrini verdi. Karabekir,
aleyhte gösterilerin komünizme karşı değil, Mustafa Suphi'ye karşı
yaptırılmasını da istedi.
1922 - Anadolu'da
örnek çiftlikler, yetimhaneler ve benzeri hayır kurumları açmayı öneren
Amerikan Yakın Doğu Heyeti'ne bildirilmek üzere Mustafa Kemal tarafından
İçişleri Bakanlığı'na yazılan muhtırada, şimdiye kadar bu gibi işleri yapan
yabancı kuruluşların kendi kazançları için çalıştıkları, yalnız azınlıklarla
ilgilendikleri belirtilerek hiç bir devletin kendi uyruğundaki kişilerin
eğitimini yabancı kuruluşlara terk edemeyeceği ifade edildi.
1922 - Muhittin
Paşa ve yanındakiler Tarsus'tan Mersin'e geldi ve büyük gösterilerle
karşılandı. Hükumet konağına Türk bayrağı çekildi.
1930 - Mustafa
Kemal Paşa, Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti'ne ilk üye olarak kaydedildi.
1952 - Erzurum ve
Hasankale'de deprem: 69 kişi öldü, 299 kişi yaralandı.
1958 - Asker ve
siyaset adamı Cafer Tayyar Eğilmez vefat etti
1961- Ordu
Yardımlaşma Kurumu (OYAK) Kanunu çıktı.
1977 -
Beylerbeyi'ndeki tarihi Halil Paşa yalısı yandı.
1983 -
Diyarbakır'da 7 katlı, 28 daireli bir apartman çöktü; enkazdan 83 ceset
çıkarıldı.
1986 - İstanbul
Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) hisse senetleri alım satımı başladı.
1990 - İbrahim
Balaban'ın "Göç" adlı tablosu 45 milyon TL'ye satıldı; bu yaşayan bir
ressamın eserine ödenen en yüksek fiyat oldu.
1991 - Türkiye
genelinde yüz binlerce işçi, 1 günlük işe gitmeme eylemi yaptı. DGM eylem
hakkında soruşturma başlattı.
2004 - Mısır'ın
özel havayolu şirketi Flash Air'e ait Boeing 737 tipi yolcu uçağı Kızıldeniz'e
düştü: 148 kişi öldü.
2008 –
Diyarbakır’da teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda 8 kişi yaşamını yitirdi,
30'u asker 67 kişi yaralandı.
2018 – Halk
Bankası Genel Müdür Yard. Hakan Atilla ABD’de yapılan yargılaması sonucu 5
suçtan dolayı suçlu bulunurken, para aklamadan ise suçsuz bulundu.
Yorumlar
Yorum Gönder