Ana içeriğe atla

Fevzi Çakmak ve 12 Ocak

 


Günün Portresi

Fevzi Çakmak

 

Bugün Türkiye Cumhuriyetinin 21 yıl kesintisiz Genel Kurmay Başkanlığı görevini yürüten Mareşal Fevzi Çakmak’ın doğum günü. 

 Babası Çakmakoğulları’ndan Tophane kâtibi Miralay Ali Sırrı Bey, annesi Müftü Hacı Bekir Efendi’nin kızı Hasene Hanım’dır. 12 Ocak 1876’da İstanbul’da doğdu. Rumelikavağı Mahalle Mektebi’nde öğrenime başladı, Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’nde ve Kuleli Askerî İdâdîsi’nde okuduktan sonra Harbiye Mektebi’ne girdi. Bu arada dedesi Hacı Bekir Efendi’den Arapça, Farsça ve fıkıh öğrendi. Tasavvufla ilgilenmesini sağlayan dedesi tarafından kendisine Fevzi mahlası verildi. Harbiye’de de üstün zekâ ve kabiliyetiyle hocalarının dikkatini çekti ve kurmay sınıfına alındı. 1898 yılında kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. 1899’da merkezi Kosova XVIII. Nizamiye Fırkası kurmay başkanlığına atandı.

Balkanlar’ın en karışık olduğu bir dönemde on dört yıl Rumeli’de görev yaptı, başarıları nedeniyle emsallerinden önce yükseldi. 1901’de kolağası, 1902’de binbaşı, 1907’de daha otuz yedi yaşındayken miralay oldu. 1909’da Osmanlı ordusunda rütbeleri yeniden düzenleyen kanun gereğince rütbesi tekrar binbaşılığa indirildiyse de 1910’da tekrar yarbaylığa yükseldi. Balkan Savaşı çıkınca Yakova’daki XXI. tümenin kumandan vekilliğine, 1912 yılında Vardar Ordusu kumandanlığı Harekât Şubesi müdürlüğüne getirildi. Balkan Savaşı’nın sona ermesinden sonra Ankara Redif Tümeni kumandanlığına, arkasından II. Tümen kumandanlığına getirildi. 24 Kasım 1913’te tekrar miralay rütbesine terfi ederek Ankara’da bulunan Beşinci Kolordu kumandanlığına tayin edildi. 2 Mart 1915’te mirliva rütbesine terfi etti ve kolordusu ile birlikte I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale muharebelerine katıldı. Kerevizdere ve Kanlıdere mevzilerini başarıyla savundu. Düşman bu cepheden çekilinceye kadar buradaki vazifesi devam etti. Başarılı hizmetlerinden dolayı çeşitli liyakat, imtiyaz, harp madalyaları ve nişanlarla ödüllendirildi.

Çanakkale savaşı bitince 7 Eylül 1916’da İkinci Kafkas Kolordusu kumandanlığına, ardından Diyarbakır’daki İkinci Ordu kumandanlığına tayin edildi. Bu sırada Kafkas cephesinden gelen Rus saldırısını durdurarak Rusların İskenderun ve Basra körfezlerine inme planlarını başarısızlığa uğrattı. 1917 yılında Yedinci Ordu kumandanlığına getirildi. Filistin ve Şeria’da İngilizlere karşı giriştiği savaşlardaki başarılarından dolayı ferik rütbesine yükseltildi. 7 Ağustos 1918’de hastalanarak İstanbul’a döndü.

Tevfik Paşa hükümetinde Harbiye Nâzırı olan Cevad (Çobanlı) Paşa’nın ısrarı üzerine Fevzi Paşa 24 Aralık 1918 tarihinde Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliğine (Genel Kurmay Başkanlığına) tayin edildi Bu makamda bulunduğu sırada mütareke şartlarını yerine getirir görünerek pek çok silâh ve cephaneyi Anadolu’da kalmasını veya oraya götürülmesini sağladı. Bu gibi işler için bizzat kurulmasına öncülük ettiği gizli Karakol Cemiyeti’nin faaliyetlerini kolaylaştırdı. Cevad Paşa’yla birlikte Mustafa Kemal’in Dokuzuncu Ordu Müfettişliği ’ne atanmasını sağladılar. İngilizler hükümete baskı yaparak Fevzi Paşa’yı azlettirdiler. 

Bir Nasihat heyetiyle Erzurum ve Sivas’a geldi. Sivas’ta Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla birlikte yapılan görüşme samimi bir hava içinde geçti.

Fevzi Paşa Sivas’tan döndükten sonra 1919 Aralığında  Askerî Şûra üyeliğine tayin edildi . Harbiye nâzırı olan Mersinli Cemal Paşa, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Cevad Paşa ile birlikte işgalcilerin isteklerine boyun eğmedikleri için azledilerek 3 Şubat 1920 tarihinde Fevzi Paşa Harbiye Nâzırlığına getirildi. Salih Paşa kabinesinde de aynı görevini sürdürdü. Anadolu’daki harekâtın kuvvetlenmesi için bütün gücüyle çalıştı ve her gelişmeyi Mustafa Kemal’e bildirdi. İngilizler İstanbul’u resmen işgal edince e başlayınca Fevzi Paşa da makamından düşman askerleri tarafından sürüklenerek çıkarıldı.

İstanbul’da yapılacak bir şey olmadığını anlayan Fevzi Paşa Beykoz’daki evinden gizlice Ankara’ya doğru yola çıktı. İngilizler evini basarak yağmaladılar ve ailesini de sokağa attılar. Fevzi Paşa’nın geçeceği yollarda isyanlar çıkartarak onu yakalamak istediler. Paşa bütün engellemelere rağmen on dokuz gün süren ve büyük kısmı at sırtında geçen meşakkatli bir yolculuktan sonra Ankara’ya ulaşabildi. Bu sırada Büyük Millet Meclisi toplantı halinde bulunuyordu. Oturum başkanı Mustafa Kemal Paşa bir heyet seçilerek Fevzi Paşa’nın karşılanmasını teklif etti. Meclis ise hep birlikte karşılanmasını kararlaştırdı. Oturuma ara verilerek istasyona gidildi, coşkun tezahürat arasında paşa karşılandı ve meclise gelindi. Fevzi Paşa üyelerin ısrarlı istekleri üzerine hemen kürsüye çıkarak İstanbul’daki son durum hakkında bilgi verdi. Hükümetin bir şey yapamadığını, İngilizler’in hükümeti kendi istekleri doğrultusunda sıkıştırdıklarını, padişahın bu durumdan son derece üzüntü duyduğunu ve Büyük Millet Meclisi’ne güven ve başarı dileklerini bildirdiğini anlattı. Fevzi Paşa’nın Ankara’ya gelişi ve mecliste yaptığı konuşma metni bir tamim halinde bütün memlekete ve ordu birliklerine duyuruldu.

Fevzi Paşa Kozan milletvekili olarak katıldığı Büyük Millet Meclisi tarafından kurulan İcra Vekilleri Heyeti’ne Müdafaa-i Millîye vekili seçildi. İcra Vekilleri Heyeti de onu başkan seçti. Böylece Ankara’da kurulan meclis hükümetinin ilk başkanı sıfatını kazanmış oldu. Bu görevde bulunduğu sırada bilhassa düzenli ordu kurulması konusunda büyük hizmetleri oldu. 3 Nisan 1921’de birinci ferikliğe terfi eden Fevzi Paşa, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye reisliğine getirilince vekillikten ayrıldı (. Sakarya Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynadı. Cephenin en ön saflarında bizzat çarpışmalara katılan paşa, zaman zaman Ankara’ya gelerek savaşın gidişi yüzünden heyecana kapılan meclisi yatıştırıcı konuşmalar yaptı. Mecliste başkumandanlık kanununun süresinin uzatılması lehinde kesin tavır koyarak kanunun süresinin uzatılmasını sağladı. Yunan ordusunu kesin yenilgiye uğratan Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin savaş planları da Fevzi Paşa tarafından hazırlandı. 30 Ağustos Zaferi’nin kazanılmasında büyük rolü olan Fevzi Paşa’ya Mustafa Kemal’in teklifiyle Büyük Millet Meclisi tarafından 31 Ağustos 1922 mareşallik rütbesi verildi.

Fevzi Paşa, 30 Ekim 1924’te kumanda mevkiinde bulunmuş milletvekillerinin politika veya askerlikten birini seçmeleri istenince, İstanbul milletvekilliğinden ayrılarak çok sevdiği askerlik mesleğini tercih etti. 1944’te emekliye sevk edilinceye kadar Genel Kurmay Başkanlığı görevini sürdürdü. Atatürk’ün ölümünden sonra İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesinde büyük rol oynadı. II. Dünya Savaşı’na girilmesine şiddetle karşı çıkan Fevzi Çakmak orduyu savaşa hazırlamaktan da geri kalmadı. 12 Ocak 1944’te yaş haddinden emekliye ayrıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi’ne girmesi ve milletvekili olması hususunda bizzat Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından yapılan teklifleri kabul etmedi. Cumhuriyet Halk Partisi’ne duyduğu kırgınlık dolayısıyla bu partiye karşı kurulan Demokrat Parti’yi destekledi. Bu partinin listesinden bağımsız aday olarak 21 Temmuz 1946İstanbul milletvekili seçildi. Bir süre sonra parti yöneticileriyle anlaşmazlığa düşerek Demokrat Parti’den ayrıldı. 20 Temmuz 1948’de arkadaşlarıyla Millet Partisi’ni kurdu ve bu partinin şeref başkanı seçildi.

10 Nisan 1950’de vefat edince hükümet millî yas ilân etmediği için halk Cumhuriyet Halk Partisi’ne tepki gösterdi. Ve cenazesine katılan ve önemli bölümü üniversitelilerden oluşan kalabalık bir cemaat, naaşını tekbir getirerek toprağa verildiği Eyüp Sultan’a kadar eller üzerinde taşıdı. Halkın Fevzi Çakmak’ın cenazesine duyduğu bu büyük ilgi, Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı gösterilen ilk açık direniş hareketi ve İsmet İnönü’nün önemli bir siyasî yenilgisi olarak yorumlandı.

 

 

 

Yorumlar

Son bir ayda en çok okunanlar