Günün Portresi
Her türlü
psikolojik savaşın yürütüldüğü, İstanbul Hükümeti’nin ve İstanbul’daki PTT
Genel Müdürlüğü’nün maddî-manevî baskısının hat safhada olduğu bir ortamda, yöneticisiyle,
mühendisiyle, hat bakıcısıyla, telgraf memuruyla telgrafçılarımız, Atatürk’ün
haber alma kanallarının açık kalması için savaş vermiştir. Bunun için, Kurtuluş
Savaşımız bir anlamda “telgraf savaşı’’ olarak da kabul edilebilir.
Atatürk, bütün
yapmak istediklerini, yaptıklarını, talimatlarını, savaş şifrelerini ilgili
yerlere hep telgrafla iletmiş, başka bir deyişle ülkenin geleceğini, savaşın
kaderin telgrafçıların manipleye vurmaktan nasırlaşmış, uyuşmuş parmaklarına emanet
etmiştir.
Bu telgrafçılar
içinde, İstanbul Telgraf Müdürü İhsan Bey ve ekibi çok önemli görevler ifa
etmişlerdir. 16 Mart 1920’de İstanbul işgal edildikten sonra, Ankara İstanbul’daki
olaylardan haberdar olamamaktadır. Millî Mücadelenin başarıya ulaşması için, Ankara’nın
mutlaka İstanbul’dan haber alması gerekmektedir. Bu durum, Ankara’yı olduğu
kadar İstanbul’da bulunan vatanseverleri de rahatsız etmektedir. Bu durumdan
rahatsız olanların başında da İstanbul Telgraf Müdürü İhsan Bey gelmektedir.
İhsan Bey, gizli bir hat çekilmesi hâlinde, Ankara ile muhaberenin mümkün
olacağını düşünür.
Bu düşüncesini
Telgraf Merkezi’nin baş memurlarından Hilmi Bey’e açar, fikrini sorar. O da,
“İhsan böyle bir şey yaparsan memlekete büyük faydan dokunur; yalnız bu işi
başarabilmek için hat başçavuşu[i] Hacı Mümtaz’ın ikna
edilmesi gerekir.” der. “Sana birbirinden emin, asılacak olsalar gık demeyecek
arkadaşlar bulurum, fakat en iyisi bu memur işini Mümtaz’a bırak, o seçsin.”
diyerek kendisini Mümtaz’la Sirkeci’deki Bahçeli Bahar Lokantası’nda
buluşturur.
Hacı Mümtaz bu
gizli hat ile ilgili teklifi başlangıçta kabul etmekte tereddüt etmekle
birlikte, bu hattın İstiklâl Savaşımıza yapacağı katkılar izah edilince,
memnuniyetle kabul etmiştir. Hacı Mümtaz ve İhsan Bey uzun istişarelerden sonra,
bu hattın İngiliz İşgali altındaki Telgraf Müdürlüğü’nün bodrum katında
kurulması hâlinde orada olacağına hiç ihtimal verilmeyeceği için yakalanma
riskinin az olacağı, çalışacak memurların giriş ve çıkışlarının dikkat çekmeyeceği,
acil durumlarda gündüz bile kullanılabileceği gibi artıları olacağı sonucuna
varırlar. Bu karar hemen uygulanır ve İngiliz askerlerinin işgali altında
bulunan İstanbul Telgraf Müdürlüğü’nün bodrum katındaki karanlık, rutubetli ve
pis odasına gizlice bir hat çekilir ve bu hatta bir telgraf cihazı
irtibatlandırılır.[ii]
Bu telde çalışmak
üzere muhabere memurlarından Cevat (Besen) ile İsmet (Emekli) seçilmişti. Bu
iki memura müdüriyet kaleminde çalışan Edip de katılmıştı. İhsan Pere
muhaberede kullanılmak üzere Edip ile birlikte bir şifre miftahı (anahtarı)
hazırlarlar. Bu şifre miftahını, durumu açıklayan bir mektupla birlikte,
Adapazarı’na tayin edilmiş Celal isimli bir memura teslim ederek Ankara’ya
gönderirler.
Telgrafçılar
arasında Gece Kuşları olarak bilinen bu bir avuç telgrafçı, 26 Aralık 1920
itibaren[iii], Ankara Hükümeti adına
gönüllü istihbarat yapan MM grubunun[iv], elde ettiği istihbarı
bilgileri ve İstanbul’daki gelişmeleri, Ankara’ya aktarmaya başladı. Muhabere
gün batımında başlar şafak sökene kadar devam ederdi. İstanbul işgali
sonrasında İhsan Pere ve Hacı Mümtaz’ın gayretleri ile kurulan bu mini telgraf
merkezi, telgrafçılarımızın cesaret ve fedakârlıkları sayesine önemli
hizmetlerde bulunmuştur. İngilizler Ankara ile telgraf muhaberesinin
yapıldığını öğrendikleri halde bunu meydana çıkarma maksadıyla bütün istihbarat
servislerini, işgal kuvvetlerinin İstanbul Telgraf Müdürlüğü’ndeki temsilcisi
Leon ve azınlıklara mensup telgraf memurlarını seferber etmelerine rağmen
burunlarının dibindeki bu merkezin yerini bulamamışlardır. Bununla beraber bir
aralık büyük para mükâfatına kapılan bir soysuzun ihbarı üzerine gizli merkeze
baskın yapılmış ise de ihbar haber alınarak merkez son anda tahliye edilmiş,
İngilizler bir şey bulamamışlardır.[v]
Daha sonra telgraf
makinesi İhsan Pere’nin Zeyrek’teki eski, ahşap evinin çatı katına kurulmuş ve
telgraf muhaberesi, telefon hatlarından faydalanmak suretiyle sağlanmıştır.
Telgrafçılar
aileleri ile birlikte, bu evin alt katlarındaki odalarında kalıyor ve dikkati
çekmeden yaşamaya çalışıyorlardı. Gündüzleri İngiliz denetimi altındaki
telgrafhaneye gidip resmî işlerini yapıyor, gece olunca nöbetleşe çatı katına
çıkıp sabaha kadar İstanbul ile Ankara arasındaki gizli haberleşmeyi
sağlıyorlardı. Sabah olur olmaz, haberleşme kesiliyor ve içlerinden biri,
erkenden işe gider gibi evden çıkıp mesajları yerlerine ulaştırıyordu. Yakalanırlarsa,
işgal kuvvetlerinin emirlerini çiğnedikleri için idam edileceklerini
bilmekteydiler. Bütün bu zor şartlar altında Gece Kuşları, İstanbul kurtulana
kadar faaliyetlerine devam etmiştir.
Telgraf Müdürü
İhsan Bey Anadolu’ya silah kaçırma ve haber alma hizmetlerini yürüten gizli
M.M. Grubu ile birlikte hareket ediyordu.
İhsan Pere ve
arkadaşlarının hayatları pahasına çektiği telgraf hattı, savaşın kaderini
değiştirecek çok önemli mesajları Ankara’ya ulaştırdı. Gece Kuşlarının çağrı
işareti olan PR, bilahare merkezin kurucusu İhsan Bey tarafından soyadı (Pere)
olarak alınmıştır.
Atatürk, Ankara
ile İstanbul arasında haberleşmeyi hiç kesmeden sürdüren İhsan Pere ve Gece
Kuşları da dâhil 220 posta memurunu istiklâl madalyasıyla ödüllendirdi. Ayrıca
çıkarılan 16.07.1965 gün ve 686 Sayılı kanunla İhsan Pere’ye “vatanî hizmet”
tertibinden maaş bağlandı.
[i] Telgraf
(bilahare telefon) hatlarının tesis ve bakımından sorumlu kişi. “Hat çavuşu”,
“hat başçavuşu” tabirleri uzun yıllar kullanılmış, daha sonra “hat bakıcısı” ve
“başbakıcı” unvanları yerleşmiş, 1980’lerin sonunda bu
unvanlar kaldırılarak, hat bakıcıları ve başbakıcılar,
tahsil durumlarına göre, “teknisyen” veya “teknisyen yardımcısı” kadrolarına
atanmışlardır.
[ii] Asaf
Tanrıkut, Türkiye PTT Tarihi: Teşkilat ve Mevzuatı I, Efem Matbaası, Ankara
1984.
[iii] Bazı
kaynaklarda Ekim 1920 tarihi belirtilmektedir.
[iv] İstiklal
Savaşı sırasında İstanbul’da faaliyet gösteren gönüllü istihbarat
kuruluşlarından Müdafi Milliye Grubunun kısaltması. İstanbul’da Müsellah Müdfai
Milliye Grubu Felah Grubu gibi başka istihbarat kuruluşları da vardır.
[v] Sadi
Borak, “İstanbul Gizli Telgraf Merkezi”, Tarih Dünyası Tarih Dünyası, S. 3-4
(Temmuz-Kasım 1952).
26 Aralık -Tarihte Bugün
1530 - Babür
devletinin kurucusu ve ilk hükümdarı Bâbür Şah vefat etti.
1918 - Türk ordusu
Pozantı'ya kadar bütün Çukurova bölgesini boşalttı. Geri çekilme tamamlandı.
Gerekli tedbirler alınamadığı için milyonlarca liralık savaş araç ve gereci
Fransızların eline geçti. Bunlar: 30 vagon piyade ve topçu cephanesi, 15 vagon
benzin, 2 deniz uçağı, 200 ton yiyecek. Bu bölgede işgallerini yarın
tamamlayacak olan Fransızlar, Adana'da da 1 26 vagonluk silah, cephane ve
yiyeceğe el koydular.
1919 - İngiliz
Kontrol Subayı Rawlinson yeniden Erzurum'a geldi. Rawlinson İstanbul'un 16 Mart
192o'de işgali üzerine Malta'ya götürülen Türklere karşılık rehin alınacak ve
daha sonra onlarla değiştirilecektir.
1920 -
İstanbul'da, İngilizlerin kontrolü altındaki Büyük Postane'nin altında, Ankara
ve Anadolu ile bağlantı kurup haberleşmeyi idare etmek üzere Telgraf Müdürü Tahsin (Pere) Beyin
yönetiminde gizli bir telgraf merkezi açıldı
1921- Gıyabında
Sağlık Bakanlığı'na seçilen Dr.Rıza Nur, Sinop'tan Mustafa Kemal'e çektiği
telgrafta, rahatsızlığı nedeniyle görevi kabul edemeyeceğini bildirdi, Avrupa'
da tedavi görmesi için dört ay izin istedi. 28'de Mustafa Kemal onu yeniden
Ankara'ya çağıracak, Rıza Nur, görevi kabul edecektir.
1921 - Hindistan
Hilafet Komitesi'nce gönderilen ilk yardım 1 44.400 lira Ankara'ya geldi.
(26.000 İngiliz lirası) . 1 2 Ağustos 1922'ye kadar çeşitli taksitler halinde
106.400 İngiliz lirası karşılığı olan 675.494 lira bağış gelecektir
1921- Malta'dan
bırakılanlardan Harbiye eski Nazın Mersinli Cemal Paşa, Ankara'ya geldi
1923 - Kısmî genel
af kanunu kabul edildi.
1925 -
Uluslararası saat ve takvimin kullanımı, TBMM'de kabul edildi.
1932 -
Samsun-Sivas demiryolu hattı açıldı.
1938 - Cumhuriyet
Halk Partisi olağanüstü kurultayı toplandı. Kurultayda Mustafa Kemal Atatürk
"Ebedi Şef", İsmet İnönü ise "Millî Şef" ilan edildi.
1957 - Dokuz
subayın, isyan muharrikliği (kışkırtıcılığı) yapmak ve fesat çıkarmaktan
tutuklandıkları açıklandı. 26 Mayıs 1958'de başlayan yargılamalar sonucunda,
Dokuz Subay Olayı sanıklarından Kurmay Binbaşı Samet Kuşçu, 2 yıl hapis ve
ordudan tart cezasına çarptırıldı, öteki sanıklar beraat etti.
1963 - Türk
donanması Kıbrıs karasularına girdi; fakat Kıbrıs adasına çıkarma ve indirme
harekatından şimdilik vazgeçildi.
1968 - İstanbul
Üniversitesi'nde öğrenciler, Rektörlük Binasını işgal ettiler. Üniversite
süresiz kapatıldı.
1981 – Eski
Başbakanlardan Suat Hayri Ürgüplü vefat etti
1983 - Hisarbank,
İstanbul Bankası ve Ortadoğu İktisat Bankası, Ziraat Bankası'na devredildi.
Devredilen bankalarda çalışan 1329 kişi tazminatları ödenerek işten çıkarıldı.
1988 - Kültür ve
Sanat Büyük Ödülü, sinema alanındaki çalışmaları ve katkıları nedeniyle sinema
yönetmeni Lütfü Akad'a verildi.
1992 -
Ankara-Haydarpaşa hattındaki ilk elektrikli tren hizmete girdi.
1994 - 37 aydının
Madımak Oteli'nde yakılmasıyla ilgili Sivas davası sonuçlandı. Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesi, 22 sanığa verilen idam cezasını on beşer yıl ağır hapis
cezasına çevirdi. Mahkeme, Aziz Nesin'in halkı tahrik ettiğini ve olayların
çıkmasına yol açtığını öne sürdü.
1996 - TBMM,
Susurluk Komisyonu'na bilgi veren Millî İstihbarat Teşkilatı (Millî İstihbarat
Teşkilatı) Kontr-terör Daire Başkanı Mehmet Eymür, Millî İstihbarat
Teşkilatı'nın Abdullah Çatlı'yı 1980 sonrası yurt dışı operasyonlarda
kullandığını açıkladı.
1997 – Ünlü
Matematikçi Cahit Arf vefat etti…
2003 - İran İslam
Cumhuriyeti'nin Kirman Eyaleti'nde 6.6 büyüklüğünde deprem oldu. 20.000 kişi
öldü.
2004 - Hint
Okyanusu tabanında (Kuzey Endonezya, Aceh yakınlarında) meydana gelen 9,7
şiddetindeki güçlü depremin yarattığı tsunami, Güneydoğu Asya'da okyanusa
kıyısı bulunan 13 ülkede 200.000 den fazla kişinin ölümüne veya kaybolmasına
yol açtı. Yalnızca Endonezya'da 128.000 kişi öldü.
2005 - TÜBİTAK'ın
geliştirdiği Pardus GNU Linux'un ilk sürümü yayınlandı.
Yorumlar
Yorum Gönder