Günün Portresi
Birisi bir konferansta, diğeri bir iftar yemeğinde iki kez yakından inceleme imkânını buldum, o hüzün dolu yüzü… Hüznü iliklerime kadar hissettim…
Bu duyguya kapılmama neden olan; Ailenin dramı mı, Ümran Hanımın hayranlık uyandıran ilgisi mi, yaşadıklarının Aydın Menderesin yüzünde bıraktığı derin izler mi idi bilmiyorum… Belki de hepsi…
Benim için o “Hüzün Yüzlü Adam”dı.
İlk anılarımda Adnan Menderes ve Menderes ailesi büyük yer tutmuştur…
Zira koyu Demokrat, Menderes hayranı bir babam vardı… Henüz 6-7 yaşındaydım ama Adnan Menderes'in asıldığı gün Babamın hıçkıra hıçkıra ağladığını unutamam…
Halamın kocası Kayseri Cezaevinde öğretmendi… Koyu CHP’li olmasına rağmen, Cezaevindeki DP Milletvekilleri ile çok yakın arkadaşlıklar kurmuştu… O yıllarda doğan çocuğuna Kayseri Cezaevinde kalan bakanlardan Hadi ŞAMAN’ın adını vermişti. Ve eniştemden Demokrat milletvekillerinin hapishane çilesini dinlerken gözlerimiz dolardı…
Çocukluğum, babam ve eniştem arasındaki DP-CHP tartışmalarını dinleyerek geçti… Ki o tartışmaların sonunda aylarca küstükleri olurdu…
İlkokulda iken 27 Mayısın gelmesini hiç istemezdim… 27 Mayıs Törenlerine gitsem babamdan, gitmesem öğretmenimden dayak yerdim… Uslu çocuktum aslında… Normalde ne babam döverdi, ne öğretmenim… Ama 27 Mayıs farklıydı… Ve her 27 Mayıs’ta mutlaka dayak yerdim… Sadece dövenler farklılaşırdı…
Bu durumun da etkisiyle, ilkokuldan itibaren 27 Mayıs hakkında ne bulursam okumaya başladım.
Ve bu okuma macerası beni Türkeş’le tanıştırdı… Türkeş 27 Mayısçıydı… Ama hem DP’ye, hem CHP’ye karşıydı… Ben aslında Türkeşçi olarak hem babama hem de öğretmenime karşı çıkıyordum… Belki de dayakların intikamını alıyordum.
Liseyi bitirdiğimde, Türkeş’in çeşitli yayın organları yayınlanan 27 Mayısla ilgili röportajları yanında, ihtilali yapanlardan Orhan Erkanlı’nın “Anılar Sorunlar ve Sorumlular”ını, Dündar Seyhan’ın “Gölgedeki Adam”ını, Dündar Taşer’in, Rıfat Baykal’ın, Orhan Kabibay’ın, Numan Esin’in, Muzaffer Özdağ’ın , Ahmet ER’in çeşitli yazılarını okumuştum. Öğrencilerin kıyma makinelerinden geçirildiği gibi saçma sapan iddiaları içeren Vecdi Bürün’ün kraldan fazla kralcı “Kansız İhtilal” isimli kitabı yanında, Şevket Süreyya Aydemir’in “Menderes’in Dramı”, Erdoğan Örtülü’nün “Üç İhtilalin Hikayesi” gibi tarafsız kitapları, Menderesçi olarak nitelenebilecek, Tekin Erer’in “Yassıada ve Sonrası”, Samed Ağaoğlu’nun “Arkadaşım Menderes”, Necip Fazıl’ın “Benim Gözümde Menderes” isimli kitapların hepsini bitirmiştim.
Bu okumalar sonucunda, ailesine değer vermeyen bir kadın düşkünü olarak algıladığım Adnan Menderes gözümde değer kaybetti. Bu itibar kaybında, mahkeme heyetine karşı direnen, mahkemenin hukuksuz olduğunu söyleyen, dimdik duran bir Celal Bayar’a karşılık; hâkimlere yaltaklanan, eğilip bükülen Menderes imajının önemli payı oldu.
Aynı okumalarda iki kadın gözümde yüceldi… Birisi Menderes’in sevgilisi Ayhan Aydan diğeri ise Menderesin eşi Berrin Hanım… Birisi her ortamda aşkına sahip çıkmış, diğeri ise ailesi ve çocukları için büyük bir mücadele sürdürmüş. Sabırla, aşkla, sevgiyle, çileyle…
Adnan Menderes kadınlar yönünden çok şanslı bir insan... Hem mükemmel bir sevgiliye, hem de mükemmel bir eşe sahip olmak çok az kişiye nasip olmuştur…
Daha çocukluğundan itibaren başlayan acılar, eniştesi eski Maliye Nazırı Cavit Bey’in idamı, eşinin ihanetlerine aile birliği adına tahammül göstermesi, eşinin idamı engellemek için gösterdiği çabalar, birdenbire boşalan çevre, dost bildiklerinin ihaneti, eşinin haksız yere idam edilmesi, babasız büyütülen çocuklar, oğlu Yüksel Menderes’in mutsuz evliliği ve intiharı, diğer oğul Mutlu Menderes’in Trafik Kazası denen şüpheli ölümü, bu acıların yıprattığı bir hanımefendi: Berrin Menderes… Ve bu acıların hepsini küçücük yaşından itibaren annesiyle birlikte yaşayan bir adam: Aydın Menderes…
Annesiyle birlikte yaşadığı acılara ilaveten 15 yıl felçli olarak tekerlekli sandalyede sürdürülen bir hayat… Artısı, siyasette soyadı için kullanılmak istenilen, birikimleri beyni yok sayılan, siyasette devamlı ihanete uğrayan bir adam… Bu yüzde hüzün olması kadar tabii ne olabilir…
O acı ve hüzün dolu hayatta belki tek iyi şey vardı; Umran Hanımefendi… Kocasını hiçbir zaman yalnız bırakmayan, onun eli, kolu, ayağı da olabilen vefakâr bir eş…
HÜZÜN YÜZLÜ ADAM mekânın cennet olsun…
Günün Olayı
1872 - Vefa Lisesi'nde eğitime başlandı.
1876 - I.
Meşrutiyet, II. Abdülhamit'in hattı hümayunuyla ilan edildi. 13 Şubat 1878'de
sona erse de, ülkede parlamento düşüncesini doğurdu.
1916 - I.
Dünya Savaşı: Megdaba Muharebesi'nde, Birleşik Kuvvetler Sina yarımadasında bir
Türk garnizonunu ele geçirdiler.
1918 -
İstanbul'da bir parti daha kuruldu: Sosyal Demokrat Fırkası. Dr. Hasan Rıza
(Soyak) başkanlığında kurulan partinin amacı sermayedarlar, şirket ve
derneklerin sosyal demokrat ilkelerine göre yönetilmesi, işçilerin hayat
şartlarının iyileştirilmesi vb.
1918 - 3
Temmuz 1918 tarihine kadar işlenmiş suçlar için genel af ilan edildi. Ermeni
tehcir suçları af dışı bırakıldı.
1918 - Ahıska
ve Ahılkelek Geçici Hükümeti adına Halk Komiseri, Gürcülerin yönetimi altında
yaşamak istemediklerini, Türk yönetimi altında kalmak istediklerini bildirdi.
1918 -
İngiliz Savaş Bakanlığı'nın görüşü: İstanbul'a girmek için İngiliz vizesi
gerekir.
1920 - Mustafa
Kemal, Kütahya'daki karargahında bulunan Çerkez Ethem'e gece çektiği telgrafta,
aradaki anlaşmazlığı çözmek üzere bir mebus grubunun yola çıkacağını haber
verdi. Celal (Bayar), Kılıç Ali, Eyüp Sabri, Vehbi ve Ethem'in ağabeyi Reşit
Beyler, Ankara'dan Kütahya'ya hareket ettiler.
1928 - Şair Nâzım Hikmet, 3 yıl 3 ay hapse mahkûm oldu.
1930 -
Menemen'deki ayaklanmada, yedek subay öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay,
Cumhuriyet karşıtlarınca öldürüldü. Aynı olayda Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki de
öldürüldü.
1930 -
Türkiye ile Yunanistan arasında, nüfus mübadelesi gerçekleştirildi.
1931 –
Romancı Mehmet Rauf vefat etti
1963 - Kanlı
Noel olayları: Olaylar sonucu, küçük köylerdeki Türkler daha büyük köylere göçe
başladı.
1970 - Ferruh Bozbeyli yeni DP 'nin Genel Başkanlığına, Yüksel Menderes 'le Sadettin Bilgiç de Genel Başkan Yardımcılıklarına seçildiler
1973 - Fas'ta
yolcu uçağı düştü: 106 kişi öldü.
1978 – 23-27
Aralık tarihleri arasında gerçekleşen Kahramanmaraş olayları başladı. Sağ sol
çatışması olarak başlayan olay, Alevi katliamına dönüştü
1979 - Türk
Hava Yolları'nın Trabzon adlı uçağı Samsun-Ankara seferini yaparken yoğun sis
nedeniyle düştü; 39 kişi öldü.
1980 -
Mısır'ın Ankara Büyükelçiliğini basan 4 Filistinli idama mahkûm edildi.
1986 - 6
yıldır süren Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu davası sona erdi. DİSK
kapatıldı. 1477 sanıktan 264'ü için 15 yıla kadar varan hapis cezaları verildi.
1999- Hükümet
beş bankaya el koydu.
2002 -
İran'ın Ardestan kenti yakınında Trabzon aktarmalı Ukrayna uçağı düştü.
Uçaktaki Ukraynalı ve Rus 46 bilim adamı öldü.
2011 – Eski
başbakanlardan Adnan Menderes’in oğlu siyaset adamı Aydın Menderes vefat etti
2015 – Eski
Deniz kuvvetleri komutanı, eski başbakan Bülend Ulusu vefat etti.
Yorumlar
Yorum Gönder