Günün Portresi
Edirne Müdafii Şükrü Paşa
Mehmet Şükrü Paşa 1857 yılında
Erzurum’da doğdu. Sübyan Mektebini ve Rüştiyeyi Erzurum’da okudu. Rüştiye’den sonra
Erzurum Askeri idadisine kayıt oldu. 1877-1878 Osmanlı - Rus savaşı sırasında
tedbir amaçlı "Askeri İdadi"
Erzincan'a taşındığı için 1879 yılında Erzincan Askeri İdadisinden Topçu Teğmen olarak mezun oldu.
Öğrenimi sırasında Matematik alanındaki
başarısı ile dikkat çektiği için Almanya’ya eğitim için gönderildi. Almanya’da 4 yıl Matematik ve Topçuluk eğitimi gördü. .
1880 senesinde üsteğmenliğe,
1883'te kıdemli yüzbaşılığa terfi etti. Almanca, İngilizce, Arapça, ve
Fransızca lisanlarını iyi bilen Şükrü Paşa İstanbul'a döndükten sonra Harbiye’de
askerî eğitim, matematik ve balistik
Darüşşafaka'da da matematik öğretmenliği yaptı. Talebeleri içinde en
ünlülerinden birisi matematikçi Salih Zeki idi. 1887'de binbaşı, 1888'de
Kaymakam, 1889'da Miralaylığa terfi etti. 1893 yılında 36 yaşında iken Mirliva
oldu. Birinci Ferikliğe kadar Edirne'de görev yaptı. 1905 yılında Selanik'e atanan
paşa disipline önem vermesi nedeiyle "Deli Şükrü Paşa" olarak
anılmaya başlandı. Rütbesi 1908 yılında Müşirliğe yükseltildi, fakat II.
Meşrutiyetin ilanından sonra rütbesi yeniden Ferikliğe indirildi. Bundan sonra
"Redif Müfettişliği" ve "Çanakkale Boğazı Muhafızlığı"
görevlerinde bulundu. I. Balkan Savaşı başlayınca "Edirne Müstahkem Mevkii
Komutanlığına" atandı.
Mehmet Şükrü Paşa, Edirne kuşatması
başlamadan bir hafta önce kente gelebildi. Edirne'nin savunması görevi verilen
Şükrü Paşa'ya şehrin kuşatılması halinde "50 gün" savunma emri verilmişti.
Bu sürede ya Bulgar ordularının geriletileceği ya da İstanbul'dan destek
gönderileceği öngörülmüştü. Ancak Mehmet Şükrü Paşa, kurmayları Kazım
Karabekir, Remzi Yiğitgüden ve Fuat Bey ile Kahraman Askerleri ve Edirne
halkıyla birlikte İstanbul'dan destek gelmemesine rağmen, Bulgar ve Sırp
ordularının saldırılarına 5 ay 5 gün süreyle direnerek tarihe geçen bir savunma
gerçekleştirdi. Kuşatma uzadıkça şehirdeki gıda stokları azalıp tükenmeye
başladı. Açlık, susuzluk dayanılmaz hale geldi. Süpürge tohumları pişirilerek
dövülerek ekmek yapılıp yenildi. Daha ileri safhalarda insanlar ağaç kabukları
yemek suretiyle hayatta kalmaya çalıştılar. Şükrü Paşa vefatı halinde Edirne’ye
gömülmeyi vasiyet etti..
İstanbul'dan vaat edilen yardımlar
bir türlü gelmeyince Şükrü Paşa; tarihi eserleri korumak, sivil halkın daha
fazla zarar görmesini engellemek amacıyla şehrin teslimini kararlaştırdı.
26 Mart 1913 günü Bulgar Komutanlığına bir subay göndererek kalenin teslimini
teklif etmek zorunda kaldı.
Bulgarların esir aldıkları ve Sarayiçi'nde
oluşturulan esir kampında günlerce aç, susuz, açıkta, tabiat şartlarıma karşı
korumasız bıraktıkları 28000 askerin, 20.000'den fazlası hastalıktan, açlıktan
ölür. Bulgarların esir askerlere karşı insanlık dışı tutumu dünya basınına
yansır. Yaşananlar tek kelimeyle faciadır. Şehrin kahramanca savunulması Avrupa
basınında büyük yer bulur. Altı ay boyunca Sofya'da itibarlı bir esaret dönemi
geçiren Şükrü Paşa, bu dönemi matematik ve topçuluk problemleri çözerek
geçirdi.
Savaş sonrası rütbesi Birinci
Ferikliğe yükseltildikten sonra emekli oldu. Edirne savunması sırasında
yakalandığı siyatik hastalığının tedavisi için gittiği Bursa kaplıcalarında
zatürreye yakalandı ve İstanbul'a dönüşünde evinde 5 Haziran 1916 günü hayata
gözlerini yumdu. Cenazesi Müttefik kuvvetler komutanlarının da katıldığı büyük
bir askeri törenle İstanbul Merkez Efendi Mezarlığı'nda toprağa verildi. Edirne
halkının isteği ve ailesinin uygun görmesi üzerine mezarı 1998'de Edirne'de
yapılan anıt-mezara nakledildi.
Böylece vasiyeti 96 yıl sonra
gerçekleşmiş oldu. Ruhu Şad olsun…
TARİHTE BUGÜN 5 HAZİRAN
1827
– Atina’nın 5. Kez alınışı
1916
– Edirne Müdafii Şükrü Paşa’nın vefatı
1917
- Beyoğlu yangını 5000’den fazla bina
yanmış, yüzün üzerinde insan ölmüştür. Milliye
1920
– Ankara’ya karşı savaşmak üzere Kuvayı İnzibatiye’ye asker olarak alınanların
bir bölümü, cephaneleri de alarak Kuvayı Milliyeye katıldılar.
1920
– Suriye Kralı Emir Faysal (Mekke Emirinin oğlu), Lord Corzon’a yazdığı
mektupta Ortak Düşman olan Türklere karşı mücadelede Fransa ve İngiltere’den
yardım beklediğini bildirdi.
1923 - Şile'de
Rum Değirmenlik Mahallesinde çıkan yangında yaklaşık
550 Rum (çoğu terk edilmiş), 200 İslam hanesi, 100 dükkân, 1 cami, 2
kilise ve bazı resmi binalar yandı.
1924 - Ali
Haydar Bey (Yuluğ)Bey Ankara şehreminliğine atandı.
1924 - Silifke'de cumhuriyet aleyhine
vaaz veren Hoca Askerî idama mahkûm edildi.
1926 - Birleşik
Krallık, Türkiye ve Irak arasında Ankara
Antlaşması imzalandı. Türkiye Musul petrollerinin gelirinden 25 yıl
süreyle yüzde 10 pay almayı kabul etti ve Musul'daki haklarından vazgeçti.
Fakat daha sonra, 500 bin sterlin karşılığında bu haktan da vazgeçildi.
1927
- İzmir ve Civarı Telefon A.Ş'nin kuruldu (Ortaklar Ericsson ve İzmir
Belediyesi)
1943 - Sivas Çimento Fabrikası
üretime başladı. Fabrikada yılda 90 bin ton çimento üretileceği açıklandı.
1946
– Tek dereceli Milletvekili seçim kanunu kabul edildi, sınıf esasına dayalı
parti kurabilmek için cemiyetler kanununda değişiklik yapıldıç
1953 - Adapazarı Şeker
Fabrikası kuruldu. Fabrikanın bölgede üretilen pancarı işleyere şeker üreteceği
açıklandı.
1957 - Gülhane
Askerî Tıp Akademisi teşkilatlandırıldı.
1964 -
Hükümetin Kıbrıs'a müdahale kararı üzerine, Amerika Birleşik Devletleri
Başkanı Johnson, İnönü'ye, müdahalede ABD yardımına ait silahların
kullanılamayacağını belirten ve Türkiye tarihine "Johnson Mektubu"
olarak geçen bir mektup gönderdi.
1964
- Adalet Partisi Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala öldü
1967 - İsrail ile Arap ülkeleri
arasında; tarihe "Altı Gün Savaşı" diye geçen çatışmalar başladı.
Çatışmalar sonrasında, kendi topraklarından daha fazla toprak elde eden
İsrail, Gazze Şeridi'ni, Beytüllahim ve Hebron kentlerini, Batı
Şeria'yı ve Golan Tepeleri'ni ele geçirdi.
1971 - Sinema
ve tiyatro sanatçısı Cahit Irgat vefat etti.
1974 -
Felsefeci ve sosyolog Hilmi Ziya Ülken vefat etti
1981 -
Genel ahlak kurallarını bozduğu gerekçesiyle eşcinsellerin sahneye
çıkması başta İstanbul olmak üzere bazı valiliklerce yasaklandı.
1983
– Ülkücü Halil Esendağ ile Selçuk Duracık idam edildi.
2008 - Anayasa
Mahkemesi başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa
değişikliğini iptal etti ve yürürlüğünü durdurdu.
Yorumlar
Yorum Gönder