Ana içeriğe atla

22 HAZİRAN


Günün Portresi
Bilge Kağan

Türk Tarihinin en önemli başbuğlarından birisi olan Bilge Kağan  683  yılında doğdu. Babası Göktürk Devleti’ni yeniden kuran İlteriş Kutluğ Kağan, annesi İlbilge Hatun’dur. Sekiz yaşındayken babasını yitiren Bilge Kağan, 24 yıl boyunca Göktürk Devleti kağanlığı yapan amcası Kapağan Kağan tarafından büyütüldü.
698 yılında, amcası Kapağan Kağan'ın isteği üzerine Türgişler ile yapılan Bolçu Savaşı'na katıldı. 699 yılında amcası Kapağan Kağan tarafından Sağ Kanat Şad'ı tayin edildi ve komutasına 20,000 kişilik bir ordu verildi. Bilge Kağan, çok genç yaşında pek çok askeri başarıya imza attı… 711 - 712 yıllarında, Müslümanların Maveraünnehir'i fethi sırasında, Maveraünnehir'deki Göktürk müttefiklerinin yardım istemesi üzerine, Araplara karşı düzenlenen sefere katıldı. Karluklarla,  Dokuz Oğuzlarla,  Basmıllarla savaştı… Bu savaşlar sırasında kardeşi Kül Tigin de hep yanındaydı…
Kapağan Kağan ölünce yerine oğlu İnel Kağan oldu… İnel Kağan'ın genç ve deneyimsiz olması nedeniyle kağanlığı toparlayamaması, kutun İnel'den alındığı şeklinde değerlendirildi ve Kül Tigin tarafından planlanıp uygulanan oldukça kanlı bir darbe ile İnel Kağan devrildi. Ve Bilge Kağan 716 yılında 32 yaşında iken Göktürk Devleti’nin başına geçti. Ordunun başına 31 yaşındaki kardeşi Kül Tegin’i, vezirliğe de Tonyukuk’u getirdi.
Bilge Kağan’ın en büyük hayali milletini yerleşik hayata geçirip onları şehirlerde oturtmak idi. Ama buna vezir Tonyukuk karşı çıkarak:
"Türkler, Çinlilerin yüzde biri kadar bile değildiler. Su ve otlak peşindedirler. Avcılık yaparlar. Belli bir yerleri yoktur ve savaşçıdırlar. Kendilerini güçlü görünce, orduları yürütürler. Güçsüz bulunca kaçarlar ve gizlenirler. Çinlilerin sayı üstünlüklerini böylece etkisiz kılarlar. Türkleri surlarla çevrili bir kentte toplarsanız ve bir kez Çin’e yenilirseniz, onların tutsağı olursunuz"
dedi. Bilge Kağan çok değer verdiği veziri Tonyukuk’un kızı ile evlenerek onun damadı da oldu…
Bilge Kağan döneminde Göktürk Devleti’nin sınırları en geniş alana ulaştı… Onun döneminde Ongin Yazıtı (719 - 720), Altun Tamgan Tarkan Yazıtı (724), Tonyukuk Yazıtı (725), Kül Tigin Yazıtı (732) vb. birçok yazıt dikilerek Türk Edebiyatı’nın ilk örnekleri verildi.
Önce veziri ve kayınpederi  Tonyukuk’u sonra da çok kardeşi Kül Tegin’i kaybeden Bilge Kağan bu ölümlere çok üzüldü.. Kardeşinin ölümüyle ilgili hislerini Kül Tegin Anıtı’nda şu cümlelerle anlattı; ” Küçük kardeşim Kül Tegin öldü. Görür gözüm görmez, bilir bilgim bilmez oldu. Zamanın takdiri Tanrı’nındır. Kişioğlu ölmek için yaratılmıştır. Kendimi bıraktım, gözden yaş akıtarak, gönülden feryat ederek yanıp yakıldım”
Daha sonra Bilge Kağan da zehirlenerek öldürüldü.. Çoğu kaynakta Çinlilerle işbirliği yapan veziri Buyrukçur tarafından zehirlendiği belirtilmesine karşılık, bazı kaynaklarda hanımı Pofu Hatun tarafından zehirlendiği iddia edilmektedir. Ölmeden zehirlendiğini anlayan Bilge Kağan, kendisini zehirlettiğine inandığı veziri Buyrukçur'u ve bütün ailesini idam ettirdi. Ancak kendisi de 25 Kasım 734 tarihinde vefat etti. Kendisi için çok büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine komşu ülkelerden yoğun katılım oldu. 22 Haziran 735 tarihinde defnedilen Bilge Kağan'ın mezarının başına oğlu Tengri Kağan tarafından “Bilge Kağan Yazıtı” dikilmiş olup bu yazıtı kağanın, edebi yönüyle öne çıkan diğer oğlu Yollıg Tegin 34 günde yazmıştır. 
Bilge Kağan'dan seçme sözler:
“Akıl süsü dil, dil süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür.”
“Bir bak tarihe, Türk’e başkaldıranların sonu ne olmuş!” “
 “Ey Türk Milleti! Sen aç olunca tokluk nedir bilmezsin, fakat tok olunca da açlık nedir düşünmezsin!”
“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer  delinmedikçe Türk Milleti, ilini, töreni kim bozabilir?
“Türk Milleti, titre ve kendine dön!”

TARİHTE BUGÜN 22 HAZİRAN

735 - Bilge Kağan’ın cenaze töreni ve adına metnini Yollug Tegin’in yazdığı bir Kitabe dikilmesi.
1633 - Engizisyon Mahkemesi'nce mahkûm edilen Galile, Kopernikçi görüşlerini ve Dünya'nın döndüğüne ilişkin tezini inkar etmek zorunda kaldı.
1919 - Amasya Genelgesi yayınlandı.
1920 - Yunanlıların ileri harekete geçmesi karşısında Ege bölgesinde panik başladı. Onbinlerce insan bugünden başlayarak evini barkını bırakıp Eskişehir ve Ankara yönünde yollara döküldü
1925 - 20 Haziran'da İstanbul'da tutuklanan gazeteciler, Doğu İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmak üzere Diyarbakır'a gönderildi.
1939 - Adana Elektrik Şirketi satın alınarak devletleştirildi.
1942 - Erwin Rommel, Tobruk'u ele geçirdikten sonra Generalfeldmarschall rütbesine terfi ettirildi.
1945 - İller Bankası Kuruluş Kanunu kabul edildi.
1945 – Çalışma Bakanlığı Kuuluş Kanunu kabul edildi.
1965 - 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kabul edildi
1972 - THY uçağının Bulgaristan'ın başkenti Sofya'ya kaçırılmasına karıştıkları iddiasıyla gazeteci Altan Öymen ve yazar Erdal Öz tutuklandı.
1989 – PKK 11 kişilik bir Timi pusuya düşürerek katletti..
1989 – Nazarbayev Kazakistan Komünist Partisi Genel Sekreteri oldu
2001 - Anayasa Mahkemesi, Fazilet Partisi'ni "Laik cumhuriyet ilkesine aykırı eylemlerin odağı" olduğu gerekçesiyle kapattı.
2011 - Futbolcu ve teknik direktör Coşkun Özarı vefat etti
2012 - Malatya Erhaç Hava Üssü'nden görev amacıyla kalkan F-4 tipi Türk askerî jeti, Suriye karasuları açıklarında, Suriye Ordusu tarafından düşürüldü.

2016 - Akademisyen, ilahiyatçı, gazeteci, yazar, avukat ve siyasetçi Yaşar Nuri Öztürk vefat etti.

Yorumlar

Son bir ayda en çok okunanlar