Günün Portresi
Bilge Kağan
Türk Tarihinin en önemli
başbuğlarından birisi olan Bilge Kağan 683 yılında doğdu.
Babası Göktürk Devleti’ni yeniden kuran İlteriş Kutluğ Kağan, annesi
İlbilge Hatun’dur. Sekiz yaşındayken babasını yitiren Bilge Kağan, 24 yıl
boyunca Göktürk Devleti kağanlığı yapan amcası Kapağan Kağan tarafından büyütüldü.
698 yılında, amcası Kapağan
Kağan'ın isteği üzerine Türgişler ile yapılan Bolçu Savaşı'na katıldı. 699
yılında amcası Kapağan Kağan tarafından Sağ Kanat Şad'ı tayin edildi ve komutasına
20,000 kişilik bir ordu verildi. Bilge Kağan, çok genç yaşında pek çok askeri
başarıya imza attı… 711 - 712 yıllarında, Müslümanların Maveraünnehir'i fethi
sırasında, Maveraünnehir'deki Göktürk müttefiklerinin yardım istemesi üzerine,
Araplara karşı düzenlenen sefere katıldı. Karluklarla, Dokuz Oğuzlarla, Basmıllarla savaştı… Bu savaşlar sırasında kardeşi
Kül Tigin de hep yanındaydı…
Kapağan Kağan ölünce yerine oğlu
İnel Kağan oldu… İnel Kağan'ın genç ve deneyimsiz olması nedeniyle
kağanlığı toparlayamaması, kutun İnel'den alındığı şeklinde değerlendirildi
ve Kül Tigin tarafından planlanıp uygulanan oldukça kanlı bir darbe
ile İnel Kağan devrildi. Ve Bilge Kağan 716 yılında 32 yaşında iken Göktürk
Devleti’nin başına geçti. Ordunun başına 31 yaşındaki kardeşi Kül Tegin’i,
vezirliğe de Tonyukuk’u getirdi.
Bilge Kağan’ın en büyük hayali
milletini yerleşik hayata geçirip onları şehirlerde oturtmak idi. Ama
buna vezir Tonyukuk karşı çıkarak:
"Türkler,
Çinlilerin yüzde biri kadar bile değildiler. Su ve otlak peşindedirler. Avcılık
yaparlar. Belli bir yerleri yoktur ve savaşçıdırlar. Kendilerini güçlü görünce,
orduları yürütürler. Güçsüz bulunca kaçarlar ve gizlenirler. Çinlilerin sayı
üstünlüklerini böylece etkisiz kılarlar. Türkleri surlarla çevrili bir kentte
toplarsanız ve bir kez Çin’e yenilirseniz, onların tutsağı olursunuz"
dedi. Bilge Kağan çok değer verdiği
veziri Tonyukuk’un kızı ile evlenerek onun damadı da oldu…
Bilge Kağan döneminde Göktürk
Devleti’nin sınırları en geniş alana ulaştı… Onun döneminde Ongin
Yazıtı (719 - 720), Altun Tamgan Tarkan Yazıtı (724), Tonyukuk
Yazıtı (725), Kül Tigin Yazıtı (732) vb. birçok yazıt
dikilerek Türk Edebiyatı’nın ilk örnekleri verildi.
Önce veziri ve kayınpederi Tonyukuk’u sonra da çok kardeşi Kül Tegin’i
kaybeden Bilge Kağan bu ölümlere çok üzüldü.. Kardeşinin ölümüyle ilgili
hislerini Kül Tegin Anıtı’nda şu cümlelerle anlattı; ” Küçük kardeşim Kül Tegin
öldü. Görür gözüm görmez, bilir bilgim bilmez oldu. Zamanın takdiri
Tanrı’nındır. Kişioğlu ölmek için yaratılmıştır. Kendimi bıraktım, gözden yaş akıtarak,
gönülden feryat ederek yanıp yakıldım”
Daha sonra Bilge Kağan da
zehirlenerek öldürüldü.. Çoğu kaynakta Çinlilerle işbirliği yapan veziri
Buyrukçur tarafından zehirlendiği belirtilmesine karşılık, bazı kaynaklarda
hanımı Pofu Hatun tarafından zehirlendiği iddia edilmektedir. Ölmeden
zehirlendiğini anlayan Bilge Kağan, kendisini zehirlettiğine inandığı veziri Buyrukçur'u
ve bütün ailesini idam ettirdi. Ancak kendisi de 25 Kasım 734 tarihinde vefat
etti. Kendisi için çok büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine
komşu ülkelerden yoğun katılım oldu. 22 Haziran 735 tarihinde defnedilen Bilge
Kağan'ın mezarının başına oğlu Tengri Kağan tarafından “Bilge
Kağan Yazıtı” dikilmiş olup bu yazıtı kağanın, edebi yönüyle öne çıkan
diğer oğlu Yollıg Tegin 34 günde yazmıştır.
Bilge
Kağan'dan seçme sözler:
“Akıl süsü dil, dil süsü sözdür.
İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür.”
“Bir bak tarihe, Türk’e başkaldıranların
sonu ne olmuş!” “
“Ey Türk Milleti! Sen aç olunca tokluk nedir
bilmezsin, fakat tok olunca da açlık nedir düşünmezsin!”
“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta
yağız yer delinmedikçe Türk Milleti, ilini, töreni kim bozabilir?
“Türk Milleti, titre ve kendine dön!”
TARİHTE BUGÜN 22
HAZİRAN
735
- Bilge Kağan’ın cenaze töreni ve adına metnini Yollug Tegin’in yazdığı bir Kitabe
dikilmesi.
1633
- Engizisyon Mahkemesi'nce mahkûm edilen Galile, Kopernikçi görüşlerini ve
Dünya'nın döndüğüne ilişkin tezini inkar etmek zorunda kaldı.
1919
- Amasya Genelgesi yayınlandı.
1920
- Yunanlıların ileri harekete geçmesi karşısında Ege bölgesinde panik başladı.
Onbinlerce insan bugünden başlayarak evini barkını bırakıp Eskişehir ve Ankara
yönünde yollara döküldü
1925
- 20 Haziran'da İstanbul'da tutuklanan gazeteciler, Doğu İstiklal Mahkemesi'nde
yargılanmak üzere Diyarbakır'a gönderildi.
1939
- Adana Elektrik Şirketi satın alınarak devletleştirildi.
1942
- Erwin Rommel, Tobruk'u ele geçirdikten sonra Generalfeldmarschall rütbesine
terfi ettirildi.
1945
- İller Bankası Kuruluş Kanunu kabul edildi.
1945
– Çalışma Bakanlığı Kuuluş Kanunu kabul edildi.
1965
- 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
kabul edildi
1972
- THY uçağının Bulgaristan'ın başkenti
Sofya'ya kaçırılmasına karıştıkları iddiasıyla gazeteci Altan Öymen ve yazar
Erdal Öz tutuklandı.
1989
– PKK 11 kişilik bir Timi pusuya düşürerek katletti..
1989
– Nazarbayev Kazakistan Komünist Partisi Genel Sekreteri oldu
2001
- Anayasa Mahkemesi, Fazilet Partisi'ni "Laik cumhuriyet ilkesine aykırı
eylemlerin odağı" olduğu gerekçesiyle kapattı.
2011
- Futbolcu ve teknik direktör Coşkun Özarı vefat etti
2012
- Malatya Erhaç Hava Üssü'nden görev amacıyla kalkan F-4 tipi Türk askerî jeti,
Suriye karasuları açıklarında, Suriye Ordusu tarafından düşürüldü.
2016
- Akademisyen, ilahiyatçı, gazeteci, yazar, avukat ve siyasetçi Yaşar Nuri
Öztürk vefat etti.
Yorumlar
Yorum Gönder