Günün Olayı
TBMM Adalet Komisyonunda Soruşturulan Bir Komutan
Tuğgeneral Nihat Alınmış
Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasının ve
Meclisin duruma hâkim olmasının hemen ardından orduda yeni bir yapılanma yoluna
gidilmiş; bir kısım önemsiz birlikler bulundukları noktalardan alınarak, Batı
Cephesi gibi hayati öneme haiz bölgelere sevk edilmişti. 26 Haziran 1920
tarihli bir kararname ile de Fırat nehri ile İran sınırı arasında Elcezire
Cephesi Komutanlığı adıyla yeni bir ordu kurulmuş ve kumandanlığa da Tuğgeneral
Nihat Paşa tayin edilmiştir. Bu komutanlığa askeri görevler dışında; Kürdistan
namı altında yapılan propagandalara mani olacak tedbirleri almak gibi siyasi
görevler de verilmiştir…
Bu coğrafyada Birinci Dünya Savaşı öncesinde dahi
devlet hâkimiyetini tam olarak tesis edememişti. Mondros Mütarekesini takip
eden günlerden beri İngiliz işgal güçlerinin kasıtlı olarak çıkarmaya
çalıştıkları düzensizlik ve kargaşalıklar ve Sevr Antlaşması’nın Güney Doğu
Anadolu’yu Osmanlı Devleti’nden ayırmaya matuf maddelerinin, ayrılıkçılara
verdiği ümit ve gayret, bölgedeki devlet hâkimiyetini tamamen sonlandırmıştı.
Nihat Paşa, cepheye gelip teslim aldığı çıplak ve
perişan orduyu, tesis edilen imalathaneler sayesinde, muntazam ordular
derecesinde giydirmiş ve böylelikle asker ve subayların psikolojisini
yükselttiği gibi, Batı cephesine de yüklü miktarda silah ve cephane yardımında
bulunmuştur… Ayrıca bölgede başlayan isyanları bastırmış, bölgenin bazı şehirlerini
elinde tutan Fransızlar’a karşı önemli başarılar kazanmıştır.
Millî Mücadele tarihinin en zorlu günlerinde, görev
aldığı bölgenin asayişini temin ederek huzur ve güven ortamını sağlamak, halkın
güven ve desteğini kazanarak İngiltere ve Fransa gibi devletlerce desteklenen
Kürtçülük faaliyetlerinin önünü almak ve Musul Vilayetini milli sınırlar
içerisine dâhil etmek gibi oldukça önemli hedeflerle kurulan Elcezire Cephesi
Komutanlığını, yaklaşık 1,5 yıl sürdüren Nihat Paşa, bu hedeflerin sonuncusu
dışarda tutulursa başarılı olmuştur. Kendi Komutanlığını güçlendirmekle
kalmamış, Batı Cephesine de asker ve silah yardımında bulunabilmiş, devlet
otoritesini yeniden tesis ile vergileri son kuruşuna kadar toplayabilmiştir.
Nihat Paşa, teslim aldığında sayıca azalmış,
parasızlıktan firarlar baş göstermiş, çıplak ve perişan bir orduyu kendisine
verilen, mal sandıklarına el koymak gibi yetkileri kullanarak giydirdiği gibi,
orduyu güçlendirmek, ordunun ihtiyacını karşılamak için mahalli şeyh ve
ağalardan bazen zora da başvurarak para toplamıştır.
Bölgedeki aşiret reislerinin ve bölge milletvekilinin
yolsuzluk yaptığı, halka zulüm ettiği gibi iddialar üzerine Genelkurmay Başkanlığınca
Nihat Paşa hakkında soruşturma açıldı. Suçlandığı fiillerin bazısını kabul
etmekle birlikte bunları görevi gereği ve devlet adına yaptığını belirtir.
Evlilik yoluyla Kürtçülük fikrinin etkisinde kalan Diyarbakır Valisinin
kendisine kurulan komplonun ardında olduğunu belirtir. Hakkında şikâyetlerde bulunan Hacı Şükrü
Bey’i de Kürtçü olduğu için kendisinden rahatsız olduğunu ifade eder. Devlete bağlılığından şüphe olmayan Ziya Gökalp Bey’den, adı geçen vali hakkında
bir mütalaa sorarak ona göre karar verilmesin talep eder. Şeref ve haysiyetinin
zedelediğini belirterek, izzeti nefsinin tamirine çalışılmasını aksi halde
Divanı Harbe verilmesini talep eder. Genelkurmayca yapılan soruşturması sonucu suç
işlemediğine karar verildi. Konu 10 Haziran 1022 tarihinde TBMM’ne gelince bazı
milletvekillerinin; paşaların birbirini tuttuğunu, kolladığını, meselenin
kapatılmaya çalışıldığını söylemeler üzerine TBMM Genel Kurulu, konunun Adalet
Komisyonu'nda incelenmesine karar verdi.
Konuyu inceleyen TBMM Adalet Komisyonunca düzenlenen
raporda; “Nihat Paşa’nın bütün çabasının Büyük Millet Meclisi Hükümetinin
emirleri ve talimatına uygun hareket eylemekten ibaret olduğu” belirtildi…
Adalet Komisyonu raporu TBMM tarafından görüşülerek kabul edildi.
Bölge milletvekillerinin şikâyetleri üzerine Türk
Ordusunun şerefli bir generali hakkında Genelkurmayca yapılan soruşturmaya bile
itimat edilmeyerek, konunun TBMM’de ele alınması ve tartışılmasını, Meclisin bu
zor günlerde dahi, hukuka bağlılığının ve yolsuzluk iddialarına karşı
duyarlılığının bir göstergesi olarak değerlendirmek gerekir.
Hakkında yapılan şikâyetler sırasında, soruşturmayı
etkilememesi için görevine son verilen ve Ankara’ya çağrılan Nihat Paşa, burada
Askeri Temyiz Mahkemesi’ni kurmakla görevlendirilmiş ve 12.09.1922 tarihinde
Askeri Temyiz Divanı Başkanlığı'na atanmıştır. 30 Ağustos 1928 yılında Korgeneralliğe terfi
eden ve 7 Şubat 1931’de ikinci defa mahkeme başkanlığı görevine atanan Nihat
Paşa 20 yıl boyunca bu görevini sürdürmüştür.
TBMM tarafından İstiklal Madalyası ve takdirname ile
ödüllendirilmiş olan Nihat Paşa, 1942 de yapılan ara seçimlerde ve 28 Şubat
1943 genel seçimlerinde milletvekili seçilerek TBMM’de VI. ve VII. Dönem Ankara
Milletvekili olarak bulunmuştur. Nihat Paşa, 1954 Mayıs ayı sonunda Taksim’de
bulunan evinde hayatını kaybetmiş ve Şişli Camii’nde 1 Haziran’da yapılan
törenin ardından Asri mezarlığa defnedilmiştir. Nihat Anılmış Paşa’nın naaşı
daha sonra Ankara’da açılan devlet mezarlığına nakledilmiştir.
Ruhu Şad Olsun.
Not: Bu yazı hazırlanırken
Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 14 Sayı 28 (Güz 2018)’de
yayımlanan, Dr. Sadık Erdaş’ın “Nihad
(Anılmış) Paşa’nın Elcezire Cephe Komutanlığı Ve Yargılanması Meselesi”
başlıklı makalesinden yararlanılmıştır.
TARİHTE BUGÜN 11
HAZİRAN
1868
– Hilal-i Ahmer (Kızılay) kuruldu
1913 - 31
Mart isyanını bastıran Hareket Ordusu'nun
Komutanı, Sadrazam ve Harbiye Nazırı Mahmut Şevket
Paşa düzenlenen bir suikast ile öldürüldü.
1919 - Mustafa
Kemal, kendisini İstanbul'a geri çağıran Vahdettin'e geri
dönmeyeceğini bildirdi. Damat Ferid Paşa, Paris Barış Konferansı'na
katılmak üzere, İstanbul'dan Paris'e gitti.
1920
- Padişah Vahdettin , Damat Ferit Paşa,
Ali Kemal Bey ve Sait Molla'yı öldürmek için gizli örgüt kurmakla suçlanan
kişiler hakkında Divan-ı Harb-i Ôrfi'nin idam kararını
onayladı.
1920
- Cemal Paşa, Moskova'dan Mustafa Kemal'e yazdığı mektupta, Türkistan,
Afganistan
ve Hindistan taraflarında İngilizler aleyhine çalışacağını belirtti.
1922
- Görevinden alınan Elcezire Cephesi Komutanı Nihat Paşa hakkında yapılan
soruşturma tamamlanarak suç işlemediğine karar verildi. Bazı TBMM üyelerinin
paşaların birbirini tuttuğunu, kolladığını, meselenin kapatılmaya çalışıldığını
söylediler. Genel Kurul, evrakın Meclis'e getirilerek Adalet Komisyonu'nda
incelenmesini kararlaştırırdı.
1923 – Şair
Özdemir Asaf doğdu
1929 - Türkiye-Romanya Ticaret
ve Seyrüsefer Antlaşması imzalandı.
1930 - Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası'nın kurulmasına ilişkin kanun, Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nde kabul edildi.
1933 - İller
Bankası kuruldu.
1937 - Atatürk, Trabzon'da
yaptığı açıklamada bütün çiftliklerini ve mallarını millete bağışladığını
bildirdi.
1945 - Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nde tartışmalara neden olan, Çiftçiyi Topraklandırma
Kanunu kabul edildi.
1970 - Güreşçi Ahmet
Ayık, Dünya Şampiyonu oldu.
1973 - Mardin'in Kızıltepe ilçesinde
aşiretler arasında çatışma çıktı. Aralarında Adalet Partisi İlçe
Başkanı'nın da bulunduğu 12 kişi öldürüldü.
1973 - Güney
Afrika'da siyahi rektör atanmasını isteyen 1500 öğrenci,
üniversiteden uzaklaştırıldı.
1979 -
Cumhuriyet tarihinin 5. devalüasyonu yapıldı; Türk lirası'nın
1 Dolar karşılığı değeri 47 lira 10 kuruş oldu.
1982 - Türkiye
Güzeli Nazlı Deniz Kuruoğlu, Avrupa Güzeli seçildi.
1987 - Uluslararası
Çalışma Örgütü (ILO), Türkiye'yi yeniden "İşçi haklarını çiğneyen
ülkeler" listesine aldı. Gerekçe; iş yasalarıyla anayasa maddelerinin
Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olmasıydı.
1997 -
Adalet Bakanı Şevket Kazan, Genelkurmay'ın brifingine katılan Ankara
Adliyesi ve DGM'de görevli hakim ve savcılar hakkında soruşturma açtırdı.
1997 -
Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde irticaya karşı Batı Çalışma
Grubu oluşturulduğu bildirildi.
2002
- Amerikan Temsilciler Meclisi Telefonu 1876'da Graham Bell'in değil,, hocası
İtalyan Antonio Meucci tarafından icat edildiğine karar verdi
2004 - Elvan
Abeylegesse, Norveç'in Bergen kentinde koştuğu 5000
metre yarışındaki 14:24.68'lik derecesiyle 7 yıldır kırılamayan 5000
metre Dünya rekorunu kırdı ve Dünya rekoru kıran ilk Türk atlet
oldu.
2004
- Türk Telekom'un ulusal ve uluslar arası uydu haberleşmesiyle ilgili tüm hak
ve sorumlulukları, 5189 sayılı Yasa ile kurulan Türksat Uydu Haberleşme ve
İşletme Anonim Şirketi'ne (TürksatA.Ş.) devredildi.
Yorumlar
Yorum Gönder